Kimi zaman korku, insanın gözlerinin önündedir — ama fark edilmez. Edgar Allan Poe’nun defalarca önünden
geçtiği, fakat bir kez bile bakmadığı o eski ev, şimdi geçmişin tozlu sayfalarından fırlayarak pusuda bekleyen bir
kâbusa dönüşüyor.
Providence’ın unutulmuş bir köşesinde, çocukluk korkularının ve ölüme neden olan gizemlerin merkezinde
duran bu lanetli ev ne zincir sesleriyle ne de hayalet yüzleriyle değil — daha derin, daha sessiz bir iğrençlikle
ölüm saçıyor. Her detayda çürümüşlük, her odada açıklanamayan bir çöküş var. Ve bodrum katında, varlığını
bile sorgulatacak kadar belirsiz ama bir o kadar da canlı bir kötülük pusuda bekliyor…
Lovecraft’ın tüyler ürperten kaleminden çıkan bu unutulmaz hikâye, sadece gözle görünenin değil, sezgilerle
hissedilenin dehşetini iliklerinize kadar taşıyacak.
Korku bazen bağırmaz… sadece bekler.
Kimi zaman korku, insanın gözlerinin önündedir — ama fark edilmez. Edgar Allan Poe’nun defalarca önünden
geçtiği, fakat bir kez bile bakmadığı o eski ev, şimdi geçmişin tozlu sayfalarından fırlayarak pusuda bekleyen bir
kâbusa dönüşüyor.
Providence’ın unutulmuş bir köşesinde, çocukluk korkularının ve ölüme neden olan gizemlerin merkezinde
duran bu lanetli ev ne zincir sesleriyle ne de hayalet yüzleriyle değil — daha derin, daha sessiz bir iğrençlikle
ölüm saçıyor. Her detayda çürümüşlük, her odada açıklanamayan bir çöküş var. Ve bodrum katında, varlığını
bile sorgulatacak kadar belirsiz ama bir o kadar da canlı bir kötülük pusuda bekliyor…
Lovecraft’ın tüyler ürperten kaleminden çıkan bu unutulmaz hikâye, sadece gözle görünenin değil, sezgilerle
hissedilenin dehşetini iliklerinize kadar taşıyacak.
Korku bazen bağırmaz… sadece bekler.
