“Yalnızca bir ölü kucaklayabilir diğer bir ölüyü; yalnızca bir gölge öpebilir diğer bir gölgeyi.”
Üniversitede edebiyat dersleri veren genç öğretmen Ndéné Gueye, Senegal’de herkesin hakkında konuştuğu ve kabristandaki bir cesedin öfkeli kalabalıklar tarafından mezarından çıkarılıp götürüldüğü o videoyu izlediğinde allak bullak olur. Bu adamın kim olduğunu, geçmişini ve ailesini araştırmaya başlar. Gueye’nin çok geçmeden bir saplantıya dönüşen bu araştırmaları toplumda giderek şüphe uyandırırken, sevgilisi Rama’yla ilişkisi hakkında da söylentiler yayılır.
Goncourt ödüllü yazar Mohamed Mbougar Sarr, 2018’de yayımlanan romanı Safi İnsan Onlar’da, Senegal’de eşcinselleri hedef alan şiddet olaylarını kurgusal bir düzlemde yeniden ele alırken
okura da şunu soruyor: Birbirimize yalan söylemeden kendimiz olma cesaretini nasıl bulabiliriz?
Yavaş yavaş doğduğunu sezinledim, uğuldadığını, ısrarcı bakışlarla, ben geçmeden önceki veya geçtikten sonraki fısıldaşmalarla, çenelerin beni uzaktan işaret etmesiyle büyüdüğünü hissettim: Söylenti, söylentinin kaçınılmaz yükselişi.
“Yalnızca bir ölü kucaklayabilir diğer bir ölüyü; yalnızca bir gölge öpebilir diğer bir gölgeyi.”
Üniversitede edebiyat dersleri veren genç öğretmen Ndéné Gueye, Senegal’de herkesin hakkında konuştuğu ve kabristandaki bir cesedin öfkeli kalabalıklar tarafından mezarından çıkarılıp götürüldüğü o videoyu izlediğinde allak bullak olur. Bu adamın kim olduğunu, geçmişini ve ailesini araştırmaya başlar. Gueye’nin çok geçmeden bir saplantıya dönüşen bu araştırmaları toplumda giderek şüphe uyandırırken, sevgilisi Rama’yla ilişkisi hakkında da söylentiler yayılır.
Goncourt ödüllü yazar Mohamed Mbougar Sarr, 2018’de yayımlanan romanı Safi İnsan Onlar’da, Senegal’de eşcinselleri hedef alan şiddet olaylarını kurgusal bir düzlemde yeniden ele alırken
okura da şunu soruyor: Birbirimize yalan söylemeden kendimiz olma cesaretini nasıl bulabiliriz?
Yavaş yavaş doğduğunu sezinledim, uğuldadığını, ısrarcı bakışlarla, ben geçmeden önceki veya geçtikten sonraki fısıldaşmalarla, çenelerin beni uzaktan işaret etmesiyle büyüdüğünü hissettim: Söylenti, söylentinin kaçınılmaz yükselişi.
