Şiirin Vakti Geldi

Stok Kodu:
9786053253143
Boyut:
13.5x19.5
Sayfa Sayısı:
128
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2025-05
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Kategori:
%26 indirimli
150,00TL
111,00TL
Taksitli fiyat: 9 x 13,57TL
9786053253143
1375172
Şiirin Vakti Geldi
Şiirin Vakti Geldi
111.00

ŞİİRE DAİR

Şiir, edebiyatın asi yönüdür, dizginlenmeye gelmez, kural tanımaz, kısaca düz yazının karşıtı olarak tarif edilir. 
Şiirde; imgeler, duygular, düşünceler ve coşkular etkili bir biçimde söze dönüşür.
Şiir, yoğun bir duygu ifadesidir ve duyguların dışa vurulmasıyla ortaya çıkar. Bunu da yapabilen yegane varlık insandır. 
Şair, iç dünyasındaki duygu ve düşüncelerini hayal, sezgi ve isyanlarını paylaşmak için yazar. Yani şiir, içteki duyguların dışa vurumudur. Şiire, içten gelen bir enerji demek daha doğru olur. Ressamın tablosu, müzisyenin bestesi ne ise şairin şiiri de odur.
Şiir, yürek ile us arasında kurulan köprüdür.
Ozan, bu köprünün duygu dolu aleminde adeta sözcüklerle dans eder.
Şair, gördüğü bir olayı farklı algılayan kişidir. 
Algılama sonunda, herkesin gördüğünden daha çok şey görür ve daha çok şey bulur. İçinde yeni bir dünya oluşturarak bu dünyasını sözcüklere ve şiir diline yansıtır. Ancak bunu yaparken hangi sözcükleri seçeceğini ve sözcükler arasındaki ilişkiyi iyi bilmelidir.
Şair; sözcükleri seçerken ve şiirin kurgusunu yaparken, bir kuyumcu titizliğinde olmalıdır. 
Yahya Kemal‘in “ Rintlerin Ölümü” adlı şiirindeki bir sözcük için tam altı buçuk yıl sabrettiğini unutmamak gerekir.
Şair, her ne kadar yetenekli olsa da şairlik, eğitim ve üstün bir çabayla desteklenmelidir. 
Unutulmasın ki şiir; duyguları ve ruhları yumuşatarak insanları ve toplumları eğitir, ehlileştirir. Türküleri ve şiirleri olmayan toplumlarda kabalık ve hoyratlık hakim olur. Ancak; İktidar ve güç, şiiri ve şairi hep sakıncalı bulur çünkü; Gerçeğin hal ve gidişine itiraz hep onlardan gelir.

ŞİİRE DAİR

Şiir, edebiyatın asi yönüdür, dizginlenmeye gelmez, kural tanımaz, kısaca düz yazının karşıtı olarak tarif edilir. 
Şiirde; imgeler, duygular, düşünceler ve coşkular etkili bir biçimde söze dönüşür.
Şiir, yoğun bir duygu ifadesidir ve duyguların dışa vurulmasıyla ortaya çıkar. Bunu da yapabilen yegane varlık insandır. 
Şair, iç dünyasındaki duygu ve düşüncelerini hayal, sezgi ve isyanlarını paylaşmak için yazar. Yani şiir, içteki duyguların dışa vurumudur. Şiire, içten gelen bir enerji demek daha doğru olur. Ressamın tablosu, müzisyenin bestesi ne ise şairin şiiri de odur.
Şiir, yürek ile us arasında kurulan köprüdür.
Ozan, bu köprünün duygu dolu aleminde adeta sözcüklerle dans eder.
Şair, gördüğü bir olayı farklı algılayan kişidir. 
Algılama sonunda, herkesin gördüğünden daha çok şey görür ve daha çok şey bulur. İçinde yeni bir dünya oluşturarak bu dünyasını sözcüklere ve şiir diline yansıtır. Ancak bunu yaparken hangi sözcükleri seçeceğini ve sözcükler arasındaki ilişkiyi iyi bilmelidir.
Şair; sözcükleri seçerken ve şiirin kurgusunu yaparken, bir kuyumcu titizliğinde olmalıdır. 
Yahya Kemal‘in “ Rintlerin Ölümü” adlı şiirindeki bir sözcük için tam altı buçuk yıl sabrettiğini unutmamak gerekir.
Şair, her ne kadar yetenekli olsa da şairlik, eğitim ve üstün bir çabayla desteklenmelidir. 
Unutulmasın ki şiir; duyguları ve ruhları yumuşatarak insanları ve toplumları eğitir, ehlileştirir. Türküleri ve şiirleri olmayan toplumlarda kabalık ve hoyratlık hakim olur. Ancak; İktidar ve güç, şiiri ve şairi hep sakıncalı bulur çünkü; Gerçeğin hal ve gidişine itiraz hep onlardan gelir.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat