Son Cüret ve Anka Kuşu Seti

Stok Kodu:
1291019232023
Boyut:
13.5x21
Sayfa Sayısı:
872
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2025
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
%28 indirimli
440,00TL
316,80TL
Taksitli fiyat: 9 x 38,72TL
1291019232023
1372582
Son Cüret ve Anka Kuşu Seti
Son Cüret ve Anka Kuşu Seti
316.80

Yılmaz Özdil’in kaleminden “Mustafa Kemal” ve “Son Cüret” üçlemesinin son kitabı...

Cumhuriyet’in “kurucu ayarlar” tabir edilen ilk 15 yılında neler yaşandı?

Günümüzde olan bitenleri kavrayabilmek için yol haritası.

Şişli’deki üç katlı pembe binanın perdeleri sıkı sıkıya kapalıydı.
Gaz lambasının cılız ışığı, odayı hayal meyal aydınlatıyordu.
Altı kişiydiler.
Üzerine harita yayılmış masanın etrafında, ayaktaydılar.

Talihsiz bir kuşağın çocuklarıydılar.
Hayat onları hep mecbur bırakmıştı.
Bıyıkları terlediğinden beri neredeyse bir gün olsun günyüzü görmemişlerdi, Çanakkale’den Trablus’a, Yemen’den Sina’ya, Balkanlar’dan Kafkaslar’a vuruşmadıkları coğrafya kalmamıştı.
Ve neticede, işte bu daracık odaya sıkışmışlardı.

Uzuuun uzun anlattığı haritadan başını kaldırdı.
Adeta nefes bile almayan arkadaşlarına baktı.
Ulusun kader anıydı.
Söylenecek ne varsa söylenmişti.
Söz bitmişti.
O çelik mavisi gözlerinde belli belirsiz bir keder bulutu dolaştı.
“Vakit tamam” dedi...

“Umutsuz olmayacağız.
Uçurumun kenarındayız.
Bizi canlı canlı mezara atmak istiyorlar.
Son bir cüret
belki kurtarabilir.
Anadolu’ya geçiyoruz!”

Yılmaz Özdil’in kaleminden “Mustafa Kemal” ve “Son Cüret” üçlemesinin son kitabı...

Cumhuriyet’in “kurucu ayarlar” tabir edilen ilk 15 yılında neler yaşandı?

Günümüzde olan bitenleri kavrayabilmek için yol haritası.

Şişli’deki üç katlı pembe binanın perdeleri sıkı sıkıya kapalıydı.
Gaz lambasının cılız ışığı, odayı hayal meyal aydınlatıyordu.
Altı kişiydiler.
Üzerine harita yayılmış masanın etrafında, ayaktaydılar.

Talihsiz bir kuşağın çocuklarıydılar.
Hayat onları hep mecbur bırakmıştı.
Bıyıkları terlediğinden beri neredeyse bir gün olsun günyüzü görmemişlerdi, Çanakkale’den Trablus’a, Yemen’den Sina’ya, Balkanlar’dan Kafkaslar’a vuruşmadıkları coğrafya kalmamıştı.
Ve neticede, işte bu daracık odaya sıkışmışlardı.

Uzuuun uzun anlattığı haritadan başını kaldırdı.
Adeta nefes bile almayan arkadaşlarına baktı.
Ulusun kader anıydı.
Söylenecek ne varsa söylenmişti.
Söz bitmişti.
O çelik mavisi gözlerinde belli belirsiz bir keder bulutu dolaştı.
“Vakit tamam” dedi...

“Umutsuz olmayacağız.
Uçurumun kenarındayız.
Bizi canlı canlı mezara atmak istiyorlar.
Son bir cüret
belki kurtarabilir.
Anadolu’ya geçiyoruz!”

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat