Şüra Süresinin Tefsiri

Stok Kodu:
9786059669740
Boyut:
14x21
Sayfa Sayısı:
384
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2021-02
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
%25 indirimli
200,00TL
150,00TL
Taksitli fiyat: 9 x 18,33TL
Temin süresi 1-3 gündür.
9786059669740
939606
Şüra Süresinin Tefsiri
Şüra Süresinin Tefsiri
150.00

Müminler için şûra, (meşveret, müşâvere) ilkesinin hayatî bir önem taşıdığını, Kur'ân'ın sûrelerinden birinin “Şûrâ” adıyla anılmasından anlaşılmaktadır. Allah Teâlâ, Hz. Peygamber'den, vahiy gelmediği takdirde rey ve içtihada dayanan meselelerde, ashabına danışmasını, onların fikirlerini almasını istemiştir. Bu durum, İslâm dininin, şûrâya, Müslümanların birbirleriyle danışıp görüş alışverişinde bulunmasına önem verdiğini açıkça ortaya koymaktadır.
İnananların, aralarındaki işlerini ve aldıkları kararları ortak akılla, danışma ve görüş alışverişinde bulunmak suretiyle almaları büyük önem taşımaktadır hatta bu imanlarının bir gereğidir. Bu çerçevede Müminlerin, ittifakı, ittihadı, dayanışması ve tefrika içerisinde olmamaları, söz birliği etmelerine bir başka deyişle istişâreye bağlı olduğu önemle vurgulanabilir. Hz. Peygamber'in vefatı üzerine ashab, istişareye önem vermiş, önemli konuları istişare ile çözüme kavuşturmuşlardır. Ancak sahabe döneminden sonra şûra düsturu, Kur'ân'ın öngördüğü şekilde uyumlu bir biçimde geliştirilememiştir.
Asrımızda ise müminler, bir türlü Kur'ân'ın şûra çağrısını yerine getirmede başarılı olamamışlar, inandıkları Kur'ân, onlara her türlü işlerini aralarında istişare ile bir başka deyişle ortak akılla yapmalarını öğütlerken, en hayatî konularda bile fikir birliğine varamamaktadırlar. Hiç olmazsa Müslümanların yaşadığı toprakların düşman işgallerine karşı korunması, müminlerin, dinlerinin, canlarının, mallarının, namuslarının muhafazası ve dokunulmaz/kutsal mekânların himayesi meselesinde ortak bir fikir etrafında buluşmaları beklenirken, maalesef bu da sağlanamamıştır. Ehl-i kıble, ehl-i tevhid daha geniş bir ifade ile Muhammed ümmeti/ümmet-i icabet, istişareyi umursamamaktadır. Bu Yüzden Kur'ân'ın, istişare çağrısına müminlerin, yeniden dönmesi ve icabet etmesi farz-ı ayn haline gelmiştir.

Müminler için şûra, (meşveret, müşâvere) ilkesinin hayatî bir önem taşıdığını, Kur'ân'ın sûrelerinden birinin “Şûrâ” adıyla anılmasından anlaşılmaktadır. Allah Teâlâ, Hz. Peygamber'den, vahiy gelmediği takdirde rey ve içtihada dayanan meselelerde, ashabına danışmasını, onların fikirlerini almasını istemiştir. Bu durum, İslâm dininin, şûrâya, Müslümanların birbirleriyle danışıp görüş alışverişinde bulunmasına önem verdiğini açıkça ortaya koymaktadır.
İnananların, aralarındaki işlerini ve aldıkları kararları ortak akılla, danışma ve görüş alışverişinde bulunmak suretiyle almaları büyük önem taşımaktadır hatta bu imanlarının bir gereğidir. Bu çerçevede Müminlerin, ittifakı, ittihadı, dayanışması ve tefrika içerisinde olmamaları, söz birliği etmelerine bir başka deyişle istişâreye bağlı olduğu önemle vurgulanabilir. Hz. Peygamber'in vefatı üzerine ashab, istişareye önem vermiş, önemli konuları istişare ile çözüme kavuşturmuşlardır. Ancak sahabe döneminden sonra şûra düsturu, Kur'ân'ın öngördüğü şekilde uyumlu bir biçimde geliştirilememiştir.
Asrımızda ise müminler, bir türlü Kur'ân'ın şûra çağrısını yerine getirmede başarılı olamamışlar, inandıkları Kur'ân, onlara her türlü işlerini aralarında istişare ile bir başka deyişle ortak akılla yapmalarını öğütlerken, en hayatî konularda bile fikir birliğine varamamaktadırlar. Hiç olmazsa Müslümanların yaşadığı toprakların düşman işgallerine karşı korunması, müminlerin, dinlerinin, canlarının, mallarının, namuslarının muhafazası ve dokunulmaz/kutsal mekânların himayesi meselesinde ortak bir fikir etrafında buluşmaları beklenirken, maalesef bu da sağlanamamıştır. Ehl-i kıble, ehl-i tevhid daha geniş bir ifade ile Muhammed ümmeti/ümmet-i icabet, istişareyi umursamamaktadır. Bu Yüzden Kur'ân'ın, istişare çağrısına müminlerin, yeniden dönmesi ve icabet etmesi farz-ı ayn haline gelmiştir.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat