Tarih Felsefesi Seçme Metinler Herder-Kant-Fichte-Schelling-Hegel-Schopenhauer Seçme Metinler

Stok Kodu:
9789752410701
Boyut:
14x21
Sayfa Sayısı:
262
Baskı:
4
Basım Tarihi:
2017-10
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
%15 indirimli
150,00TL
127,50TL
Taksitli fiyat: 9 x 15,58TL
Temin süresi 1-3 gündür.
9789752410701
1141779
Tarih Felsefesi Seçme Metinler Herder-Kant-Fichte-Schelling-Hegel-Schopenhauer
Tarih Felsefesi Seçme Metinler Herder-Kant-Fichte-Schelling-Hegel-Schopenhauer Seçme Metinler
127.50

Tarih ve felsefe terimleri, yüzyıllardır birbirleriyle ilişkisi olmayan alanları nitelemek için kullanılagelen terimlerdir. Antikçağ'da insanın doğa üzerine düşünerek kendi bilgisini kazanma süreci, Ortaçağ'da yerini Tanrıya bırakmış; bu çağı izleyen dönemde ise, her türden yerellik ve tarihsellikten uzak soyut akıl kavramsallaştırması, düşünce tarihinde o çağın genel paradigması haline gelmiştir. Evrene ve kendine ilişkin bilgi elde etme çabasında insanı yeterince tatmin etmeyen bu üç dolayımın, özellikle 18. yüzyıldan başlayarak yerini tarihe terk ettiği; dahası her birinin, kendi tikel anlamlarını ancak ve sadece tarih sayesinde ve tarihte kazandığı fikri, felsefeyi yeni bir yörüngenin eksenine çekmiştir. ‘Geçmişin şimdideki sürekli etkililiği' anlamında bir tarihsellik bilincinin gelişmesiyle birlikte tüm 19. yüzyıl, bir tarih yüzyılı olmuş; tarih ile felsefenin bir arada ele alınması, özel anlamda felsefenin, genelde ise düşüncenin yönteminin ne olacağı sorusu üzerine yeni kavrayışların şekillenmesine önayak olmuştur. Günümüzde sosyal bilimler üzerine düşünmenin olanağı, bu sürecin bilinmesini ve özümsenmesini gerektirmektedir.

Tarih Felsefesi kitabı, bu alanda bir giriş kitabı olmanın ötesinde, ‘sonuçlarından hiçbir zaman öğrenilemeyecek bir etkinlik' olan felsefenin içine dolayımsız bir şekilde nüfuz edebilmeyi ve yüzyıllarca ilişkileri sorunlu addedilmiş tarih ile felsefenin farklı kesişim noktalarındaki belli başlı problemleri göstermeyi amaç ediniyor.

Tarih ve felsefe terimleri, yüzyıllardır birbirleriyle ilişkisi olmayan alanları nitelemek için kullanılagelen terimlerdir. Antikçağ'da insanın doğa üzerine düşünerek kendi bilgisini kazanma süreci, Ortaçağ'da yerini Tanrıya bırakmış; bu çağı izleyen dönemde ise, her türden yerellik ve tarihsellikten uzak soyut akıl kavramsallaştırması, düşünce tarihinde o çağın genel paradigması haline gelmiştir. Evrene ve kendine ilişkin bilgi elde etme çabasında insanı yeterince tatmin etmeyen bu üç dolayımın, özellikle 18. yüzyıldan başlayarak yerini tarihe terk ettiği; dahası her birinin, kendi tikel anlamlarını ancak ve sadece tarih sayesinde ve tarihte kazandığı fikri, felsefeyi yeni bir yörüngenin eksenine çekmiştir. ‘Geçmişin şimdideki sürekli etkililiği' anlamında bir tarihsellik bilincinin gelişmesiyle birlikte tüm 19. yüzyıl, bir tarih yüzyılı olmuş; tarih ile felsefenin bir arada ele alınması, özel anlamda felsefenin, genelde ise düşüncenin yönteminin ne olacağı sorusu üzerine yeni kavrayışların şekillenmesine önayak olmuştur. Günümüzde sosyal bilimler üzerine düşünmenin olanağı, bu sürecin bilinmesini ve özümsenmesini gerektirmektedir.

Tarih Felsefesi kitabı, bu alanda bir giriş kitabı olmanın ötesinde, ‘sonuçlarından hiçbir zaman öğrenilemeyecek bir etkinlik' olan felsefenin içine dolayımsız bir şekilde nüfuz edebilmeyi ve yüzyıllarca ilişkileri sorunlu addedilmiş tarih ile felsefenin farklı kesişim noktalarındaki belli başlı problemleri göstermeyi amaç ediniyor.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat