Tevhid kavramı, ilk üç asırdaki fazile sahibi ilk Müslümanlar (sahabe-tabiın-tebe-i tabiın ve dört imam) tarafından bilinmekteydi. Yöneticilerin ve alimlerin çabaları, tevhidi, peygamberimiz Muhammed sallallahu ve aleyhi ve sellem'den aldıkları anlayışla yayma esasına dayanmaktaydı.
Fakat müslümanlar arasında tevhid mefhumuna halel getirenler ve tevhidin sadece Allah'ı tanımakla, O'nun yaratan, rızık veren ve yöneten olduğunu bilmekle sınırlı kaldığını zanneden kimseler türeyince yüce Allah, İslam ümmetine, tevhidin üç kısmını bir araya toplayan ve yayılması için gayret gösteren yönetici kimseleri ve alimleri nasip etti.
Elinizdeki eserde yazar; Peygamberlerin, mezheplerin, imamların ve alimlerin tevhide nasıl davet ettiklerini ve tevhidin hakikatini anlatmakta; günümüzde mesele olarak görülen bazın konulara açıklık getirmekte, tevhid mücadelesi veren çağdaş Rabbani alimleri zikretmekte ve bunların tamamını da büyük bir titizlik, sadelik, ilim ve vukufiyetle gözler önüne sermektedir.
Tevhid kavramı, ilk üç asırdaki fazile sahibi ilk Müslümanlar (sahabe-tabiın-tebe-i tabiın ve dört imam) tarafından bilinmekteydi. Yöneticilerin ve alimlerin çabaları, tevhidi, peygamberimiz Muhammed sallallahu ve aleyhi ve sellem'den aldıkları anlayışla yayma esasına dayanmaktaydı.
Fakat müslümanlar arasında tevhid mefhumuna halel getirenler ve tevhidin sadece Allah'ı tanımakla, O'nun yaratan, rızık veren ve yöneten olduğunu bilmekle sınırlı kaldığını zanneden kimseler türeyince yüce Allah, İslam ümmetine, tevhidin üç kısmını bir araya toplayan ve yayılması için gayret gösteren yönetici kimseleri ve alimleri nasip etti.
Elinizdeki eserde yazar; Peygamberlerin, mezheplerin, imamların ve alimlerin tevhide nasıl davet ettiklerini ve tevhidin hakikatini anlatmakta; günümüzde mesele olarak görülen bazın konulara açıklık getirmekte, tevhid mücadelesi veren çağdaş Rabbani alimleri zikretmekte ve bunların tamamını da büyük bir titizlik, sadelik, ilim ve vukufiyetle gözler önüne sermektedir.