Çalışmamızda toplumsal cinsiyet kavramını, bireysellik ve bireyin içinde bulunduğu toplumsal bağlamdaki bireysel kimlik ve kültür kavramı açısından ele alıp, bu toplumsal cinsiyet kavramından yola çıkarak somut analiz düzeyinde Almanya'da yaşayan Türk kadınların sinemaya yansıması irdelenmiştir. Türk-Alman sinemasındaki kadın izleğinin şimdiye kadar incelenmemiş olması bu konuyu seçmemizin en büyük etkenidir. Zira Almanya'ya göç denilince akla ilk gelen şey, daha çok kol gücüne sahip erkeklerin, yani erkek işçi kesimlerinin yaşantısıdır. Aynı şekilde Almanya'daki yaşamın edebi eserlere yansıması denildiğinde de daha çok erkek yazarların bulunmasından ötürü kadınlar hep arka planda kalan sessiz taraf olmuştur. Emine Sevgi Özdamar gibi sayılı yazarların eserlerinde Almanya'da yaşayan Türk kadınlarının hayatları biraz olsun yansıtılsa da gerek edebi eserlerde gerekse bilimsel çalışmalarda hep Türk erkeklerinin ön planda olduğu görülmektedir.
Çalışmamızda toplumsal cinsiyet kavramını, bireysellik ve bireyin içinde bulunduğu toplumsal bağlamdaki bireysel kimlik ve kültür kavramı açısından ele alıp, bu toplumsal cinsiyet kavramından yola çıkarak somut analiz düzeyinde Almanya'da yaşayan Türk kadınların sinemaya yansıması irdelenmiştir. Türk-Alman sinemasındaki kadın izleğinin şimdiye kadar incelenmemiş olması bu konuyu seçmemizin en büyük etkenidir. Zira Almanya'ya göç denilince akla ilk gelen şey, daha çok kol gücüne sahip erkeklerin, yani erkek işçi kesimlerinin yaşantısıdır. Aynı şekilde Almanya'daki yaşamın edebi eserlere yansıması denildiğinde de daha çok erkek yazarların bulunmasından ötürü kadınlar hep arka planda kalan sessiz taraf olmuştur. Emine Sevgi Özdamar gibi sayılı yazarların eserlerinde Almanya'da yaşayan Türk kadınlarının hayatları biraz olsun yansıtılsa da gerek edebi eserlerde gerekse bilimsel çalışmalarda hep Türk erkeklerinin ön planda olduğu görülmektedir.