Türk Edebiyatı Dergisi Sayı: 585 Temmuz 2022 Aylık Fikir ve Sanat Dergisi

Stok Kodu:
4440000001704
Boyut:
19.5x27
Sayfa Sayısı:
84
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2022-07
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
1. Hamur
%5 indirimli
50,00TL
47,50TL
Taksitli fiyat: 9 x 5,81TL
Temin süresi 2-5 gündür.
4440000001704
1252754
Türk Edebiyatı Dergisi Sayı: 585 Temmuz 2022
Türk Edebiyatı Dergisi Sayı: 585 Temmuz 2022 Aylık Fikir ve Sanat Dergisi
47.50

Sevgili Türk Edebiyatı okurları

Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de gittikçe derinleşen ekonomik buhran, her yerde olduğu gibi yayıncılık sektöründe de yaşama alanını günbegün daraltıyor. Kâğıdın, mürekkebin, tutkalın, posta ücretlerinin dahi dolara bağımlı olduğu bu değişken zeminde, herkes maliyeti bir diğerinin sırtına yüklemeye çalışıyor. Dergimizin bir yıl önceki matbaa ücreti yedi bin beş yüz lira iken bugün maalesef yirmi beş bin liraya yükseldi, sonraki aylar bu maliyet yükünün daha da artacağı kesin. Bu cümlelerden sonra haklı olarak: “Eyvah, Türk Edebiyatı da maliyeti okuyucunun sırtına yükleyecek.” dediğinizi duyar gibiyim. Hayır, bunu yapmaya hakkımız olmadığını düşünüyorum. Bu nedenle, abonelik ve perakende satış fiyatlarını yükseltmek yerine dergi maliyetini düşürme yolunu tercih ettik. Böylece, bin üç yüz olan baskı sayısını bine çekip iç sayfalarda renk kullanmamaya karar verdik. Muhteva bakımından yine bin bir renk olsa da okuyucularımız bu sayıdan itibaren siyah-beyaz bir dergi ile karşılaşacak. Okuyucularımızın affına sığınıyor, bizi anlayışla karşılayacaklarını ümit ediyorum.
Üçer aylık dilimler hâlinde planladığımız yayın çizgimiz devam ediyor. Ancak belirli konulara ve dosyalara odaklandığımızda diğer yazılara fazla yer kalmadığını gördük ve yazarlarımızın haklı şikâyetleriyle karşılaştık. Bunun için hem elimizdeki yazıları bir an önce yayımlamak hem de yazı akışını bozmamak için bu sayımızda yeni dosya konusu belirlemedik. 
Bu sayımızda Mehmet Samsakçı’nın keşfettiği Ahmet Hamdi Tanpınar’a ait daha önce bilinmeyen yeni bilgi ve belgelerin üçüncü ve son bölümünü yayımlıyoruz. Kıymetli araştırmalarıyla edebiyat tarihimize ışık tutan hocamızın yeni keşiflerini beklediğimizi de belirtmeliyim. 
Bu ay cumhuriyet tarihimizin önemli düşünce burçlarından biri olan Nurettin Topçu’nun 47. ölüm yıl dönümü. Tahsin Yıldırım, bir hareket adamı olarak nitelediği Topçu’yu andığı yazısında, onun hayatı, şahsiyeti, etkilendiği kişilere ilişkin bilgiler verirken düşünce dünyasına da mercek tutuyor.
Bu sayımızın söyleşi konuğu, dergimize yıllardır önemli katkılar sunan İbrahim Tüzer. Kübra Gürer’in sorularını eleştirmen ve akademik kimliğiyle birlikte cevaplayan Tüzer, kendi eserleri ve çalışmalarının yanında; metin, yazar ve okur ilişkisi üzerine düşüncelerini aktarıyor.  
Yunus Emre’ye günümüzün penceresinden, yeniden bakan Muharrem Dayanç, bu Türkmen dervişi, kullandığı dil ve dili kullanma şekliyle ele aldığı konular ve onları evrensel bir muhtevaya dönüştürme tavrıyla insan ve toplumun problemlerini teşhis etmesi ve bunların düzeltilmesi için ileri sürdüğü çağını aşan teklif ve öngörüleriyle birlikte yeniden yorumluyor.
Suphi Saatçi “Bayrak Bayrak Yükselen Vatan: Türkçe” başlıklı yazısında dilimize ilişkin problemleri ele alıyor ve ortak alfabe konusunu gündeme taşıyor.     
Orhan Aras’ın Almanya Mektupları adlı seri yazılarından üçüncüsünü de bu ay yayımlıyoruz. Yazının konusu, dergimizin kurucusu Ahmet Kabaklı ile de yakın dost olan bir gönül adamı: Hulusi Ahmed Schmiede…
Temmuz sayımızda Cemal Kurnaz “Millet Denilen Yüce Varlık”, Hüseyin Özbay “Belirsiz Acılar” Mert Alihan Karakaş “Bir Şair Nasıl Yağmalanır”, Mustafa Uçurum ise “Babaların da Şiiri Vardır” başlıklı denemeleri ile yer alıyorlar. 
Mehmet Akif Koç, Güney Azerbaycanlı yazar Samed Behrengi’nin unutulmuş bir hikâyesini gün yüzüne çıkarıyor. Farsçadan çevirdiği ve Türkiye’de ilk kez dergimizde yayımlanan bu hikâye üzerinde görüşlerini dile getiriyor.
Asil Şengün’ün gezi yazısı ise bizi Kazak bozkırlarına sürüklüyor. Şengün, “Bozkırda Bir Sahabe: Ukaşa Ata” başlıklı yazısında bizleri Kara Dağ’ın döşündeki Ukaşa Ata makamına götürüyor. 
Elbette bu sayımızda da okurlarımızın merakla beklediği Evcimenzade Halim Bey’in Kılıbık-name adlı eserini tefrikaya devam ediyoruz. 
Dergimize bu ay birbirinden güzel hikâyeleriyle katkı sunan yazarlarımız Özay Erdem, Hüzeyme Yeşim Koçak ve Afşar Çelik. Bu sayının şairleri ise Nurullah Genç, Şadi Oğuzhan, İsmail Delihasan, Mehmet Ali Yücel ve Tarık Özcan… 
Kitaplık, ajandamız bölümlerinde ise kitap tanıtımları, tiyatro ve sergi yazılarını bulabilirsiniz. 
Tüm okurlarımızın Kurban Bayramı’nı tebrik eder, iyi okumalar dileriz.

İmdat Avşar
Genel Yayın Yönetmeni

Sevgili Türk Edebiyatı okurları

Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de gittikçe derinleşen ekonomik buhran, her yerde olduğu gibi yayıncılık sektöründe de yaşama alanını günbegün daraltıyor. Kâğıdın, mürekkebin, tutkalın, posta ücretlerinin dahi dolara bağımlı olduğu bu değişken zeminde, herkes maliyeti bir diğerinin sırtına yüklemeye çalışıyor. Dergimizin bir yıl önceki matbaa ücreti yedi bin beş yüz lira iken bugün maalesef yirmi beş bin liraya yükseldi, sonraki aylar bu maliyet yükünün daha da artacağı kesin. Bu cümlelerden sonra haklı olarak: “Eyvah, Türk Edebiyatı da maliyeti okuyucunun sırtına yükleyecek.” dediğinizi duyar gibiyim. Hayır, bunu yapmaya hakkımız olmadığını düşünüyorum. Bu nedenle, abonelik ve perakende satış fiyatlarını yükseltmek yerine dergi maliyetini düşürme yolunu tercih ettik. Böylece, bin üç yüz olan baskı sayısını bine çekip iç sayfalarda renk kullanmamaya karar verdik. Muhteva bakımından yine bin bir renk olsa da okuyucularımız bu sayıdan itibaren siyah-beyaz bir dergi ile karşılaşacak. Okuyucularımızın affına sığınıyor, bizi anlayışla karşılayacaklarını ümit ediyorum.
Üçer aylık dilimler hâlinde planladığımız yayın çizgimiz devam ediyor. Ancak belirli konulara ve dosyalara odaklandığımızda diğer yazılara fazla yer kalmadığını gördük ve yazarlarımızın haklı şikâyetleriyle karşılaştık. Bunun için hem elimizdeki yazıları bir an önce yayımlamak hem de yazı akışını bozmamak için bu sayımızda yeni dosya konusu belirlemedik. 
Bu sayımızda Mehmet Samsakçı’nın keşfettiği Ahmet Hamdi Tanpınar’a ait daha önce bilinmeyen yeni bilgi ve belgelerin üçüncü ve son bölümünü yayımlıyoruz. Kıymetli araştırmalarıyla edebiyat tarihimize ışık tutan hocamızın yeni keşiflerini beklediğimizi de belirtmeliyim. 
Bu ay cumhuriyet tarihimizin önemli düşünce burçlarından biri olan Nurettin Topçu’nun 47. ölüm yıl dönümü. Tahsin Yıldırım, bir hareket adamı olarak nitelediği Topçu’yu andığı yazısında, onun hayatı, şahsiyeti, etkilendiği kişilere ilişkin bilgiler verirken düşünce dünyasına da mercek tutuyor.
Bu sayımızın söyleşi konuğu, dergimize yıllardır önemli katkılar sunan İbrahim Tüzer. Kübra Gürer’in sorularını eleştirmen ve akademik kimliğiyle birlikte cevaplayan Tüzer, kendi eserleri ve çalışmalarının yanında; metin, yazar ve okur ilişkisi üzerine düşüncelerini aktarıyor.  
Yunus Emre’ye günümüzün penceresinden, yeniden bakan Muharrem Dayanç, bu Türkmen dervişi, kullandığı dil ve dili kullanma şekliyle ele aldığı konular ve onları evrensel bir muhtevaya dönüştürme tavrıyla insan ve toplumun problemlerini teşhis etmesi ve bunların düzeltilmesi için ileri sürdüğü çağını aşan teklif ve öngörüleriyle birlikte yeniden yorumluyor.
Suphi Saatçi “Bayrak Bayrak Yükselen Vatan: Türkçe” başlıklı yazısında dilimize ilişkin problemleri ele alıyor ve ortak alfabe konusunu gündeme taşıyor.     
Orhan Aras’ın Almanya Mektupları adlı seri yazılarından üçüncüsünü de bu ay yayımlıyoruz. Yazının konusu, dergimizin kurucusu Ahmet Kabaklı ile de yakın dost olan bir gönül adamı: Hulusi Ahmed Schmiede…
Temmuz sayımızda Cemal Kurnaz “Millet Denilen Yüce Varlık”, Hüseyin Özbay “Belirsiz Acılar” Mert Alihan Karakaş “Bir Şair Nasıl Yağmalanır”, Mustafa Uçurum ise “Babaların da Şiiri Vardır” başlıklı denemeleri ile yer alıyorlar. 
Mehmet Akif Koç, Güney Azerbaycanlı yazar Samed Behrengi’nin unutulmuş bir hikâyesini gün yüzüne çıkarıyor. Farsçadan çevirdiği ve Türkiye’de ilk kez dergimizde yayımlanan bu hikâye üzerinde görüşlerini dile getiriyor.
Asil Şengün’ün gezi yazısı ise bizi Kazak bozkırlarına sürüklüyor. Şengün, “Bozkırda Bir Sahabe: Ukaşa Ata” başlıklı yazısında bizleri Kara Dağ’ın döşündeki Ukaşa Ata makamına götürüyor. 
Elbette bu sayımızda da okurlarımızın merakla beklediği Evcimenzade Halim Bey’in Kılıbık-name adlı eserini tefrikaya devam ediyoruz. 
Dergimize bu ay birbirinden güzel hikâyeleriyle katkı sunan yazarlarımız Özay Erdem, Hüzeyme Yeşim Koçak ve Afşar Çelik. Bu sayının şairleri ise Nurullah Genç, Şadi Oğuzhan, İsmail Delihasan, Mehmet Ali Yücel ve Tarık Özcan… 
Kitaplık, ajandamız bölümlerinde ise kitap tanıtımları, tiyatro ve sergi yazılarını bulabilirsiniz. 
Tüm okurlarımızın Kurban Bayramı’nı tebrik eder, iyi okumalar dileriz.

İmdat Avşar
Genel Yayın Yönetmeni

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat