Sevgili Türk Edebiyatı okurları
Sizleri 588. sayımızla selamlamanın mutluluğunu yaşıyoruz. Dergimiz, 600. sayısına doğru kati adımlarla yol alıyor. Tarihin ilginç bir tesadüfü belki de Türk Edebiyatı’nın 600. sayısı, 2023 yılının Ekim ayına rastlıyor. Dolayısıyla 600. sayımızı Cumhuriyetimizin 100. yılına armağan ederek bir anıt sayıyla çıkmak ve okurlarımızı selamlamak istiyoruz. Bu konuda değerli yayın kurulu üyelerimizin de büyük desteğiyle şimdiden hazırlıklar yapmaya başladık. Siz değerli okurlarımızın da önerilerini bekliyoruz.
Dergimizin bu sayısında, dosya konusu olarak ölüm yıl dönümü olması hasebiyle Özbekistan’ın önemli şairlerinden biri olan Rauf Parfi’yi belirledik. 1943 yılında doğan ve 2005 yılında hayata veda eden Parfi, ömrünün büyük bir bölümünü Sovyet rejimi altında tamamlamış olsa da o dönemde yaşayan çoğu aydın gibi rejimin ideolojisiyle barışık hâlde yaşamayı tercih etmeyen, öncüleri Çolpan, A. Kadiri, Aybek gibi şair ve yazarların izinden giden isyankâr bir şairdir. Çağdaş Özbek şiirine farklı bir renk getiren özgün bir dil ve üsluba sahip olan şairin şiirlerinin ana ekseni ise Türklük şuuru ve Türkistan ruhu olmuştur. Şiirlerinde genellikle Ulu Türkistan’ı anmış ve anayurdun Sovyet istilasıyla talan edilişini isyankâr bir dille mısralarına taşımıştır. Türkistan’ın bu büyük oğlunu rahmetle anıyor ve bu dosyamızda bizlere destek olan değerli hocamız Hikmet Koraş’a teşekkür ediyorum. Türk dünyası ile edebî alakalarımızı geliştirerek devam ettirmek için zaman zaman dergimizin sayfalarında benzer dosyalara yer vereceğiz.
Bu ayki dosya yazarlarımızın ekseriyeti kardeş Özbekistan’dan. Mahbuba Sobirova ve Dilarom Babahanova’nın ortak kaleme aldıkları makalede Parfi’nin duygularının şiire dönüşmesi konu ediliyor ve Parfi, “duygularının şairi” olarak tanımlanıyor. Parfi “sone”nin dünya ölçeğinde büyük şairi olarak kabul ediliyor. Dilmurad Kuranov da makalesinde şairin efsunlu sonelerinden söz ediyor. Güzel Begim Rauf Parfi’nin şiirlerindeki ahenk, ritim ve ses uyumundan söz açarak onun şiirlerindeki isyan musikisinin izlerini sürüyor. Alim Altınbek de şairin “sone”lerinden geniş şekilde bahsettiği yazısında onun sonelerinin kanonik doğasından bahsediyor. Rauf Parfi şiirlerinde aşkın olağanüstü ifadesini konu başlığı olarak seçen Laylo Şaripova, onun aşk üzerine geleneksel ifade ve yorumlardan farklı şiirler dile getirdiğinden bahsediyor. Ekber Sabirdinov Rauf Parfi’nin şiirlerinde şekil ve anlam arayışını irdelediği yazılarında Parfi için doğanın, hayatın zıddıyetlerini ve insanın çelişkilerini ifade eden bir araç olduğunu vurguluyorlar.
Nurbay Cabarov Parfi şiirlerinde millî kurtuluş gayesini; Sabit Avezov ise şairin eserlerindeki Türkistan kaygısını izah ediyorlar makalelerinde. Ümide Resulova, aynı zamanda bir ressam olan şairin iç dünyasını irdelediği yazısında onun rengarenk dünyasına götürüyor bizi. Yine Dilrabo Kuvvatova ve Rahima Şaripova’nın ortak kaleme aldıkları makalede Parfi şiirlerinde kullanılan doğa sembolleri yorumlanıyor.
Bu ayki söyleşi konuğumuz Gökhan Tunç. Hocamızla, Kavramlar ve Kuramlar Eşliğinde Şiir okumaları adlı eseri üzerine Saâdet Örmeci konuştu. Söz konusu eseriyle şiir yorumlarına farklı bir bakış açısı getiren hocamızın bu konudaki yerleşik düşüncelere farklı yaklaşımlarını okuyacaksınız. Ayrıca bu sayımızda Orhan Aras bir hatıra yazısıyla, Fatma Pekşen de bir hikâyesiyle yer alıyor. Memmed İsmayıl, Tarık Özcan, Nigar Hasanzade, Nazım Payam, Ahmettahsin Erdoğan ve Mevlüt Şener ise bu ayki şairlerimiz…
Kitaplık ve ajandamız ise bu ay da dopdolu.
Herkese iyi okumalar dileriz…
İmdat Avşar
Genel Yayın Yönetmeni
Sevgili Türk Edebiyatı okurları
Sizleri 588. sayımızla selamlamanın mutluluğunu yaşıyoruz. Dergimiz, 600. sayısına doğru kati adımlarla yol alıyor. Tarihin ilginç bir tesadüfü belki de Türk Edebiyatı’nın 600. sayısı, 2023 yılının Ekim ayına rastlıyor. Dolayısıyla 600. sayımızı Cumhuriyetimizin 100. yılına armağan ederek bir anıt sayıyla çıkmak ve okurlarımızı selamlamak istiyoruz. Bu konuda değerli yayın kurulu üyelerimizin de büyük desteğiyle şimdiden hazırlıklar yapmaya başladık. Siz değerli okurlarımızın da önerilerini bekliyoruz.
Dergimizin bu sayısında, dosya konusu olarak ölüm yıl dönümü olması hasebiyle Özbekistan’ın önemli şairlerinden biri olan Rauf Parfi’yi belirledik. 1943 yılında doğan ve 2005 yılında hayata veda eden Parfi, ömrünün büyük bir bölümünü Sovyet rejimi altında tamamlamış olsa da o dönemde yaşayan çoğu aydın gibi rejimin ideolojisiyle barışık hâlde yaşamayı tercih etmeyen, öncüleri Çolpan, A. Kadiri, Aybek gibi şair ve yazarların izinden giden isyankâr bir şairdir. Çağdaş Özbek şiirine farklı bir renk getiren özgün bir dil ve üsluba sahip olan şairin şiirlerinin ana ekseni ise Türklük şuuru ve Türkistan ruhu olmuştur. Şiirlerinde genellikle Ulu Türkistan’ı anmış ve anayurdun Sovyet istilasıyla talan edilişini isyankâr bir dille mısralarına taşımıştır. Türkistan’ın bu büyük oğlunu rahmetle anıyor ve bu dosyamızda bizlere destek olan değerli hocamız Hikmet Koraş’a teşekkür ediyorum. Türk dünyası ile edebî alakalarımızı geliştirerek devam ettirmek için zaman zaman dergimizin sayfalarında benzer dosyalara yer vereceğiz.
Bu ayki dosya yazarlarımızın ekseriyeti kardeş Özbekistan’dan. Mahbuba Sobirova ve Dilarom Babahanova’nın ortak kaleme aldıkları makalede Parfi’nin duygularının şiire dönüşmesi konu ediliyor ve Parfi, “duygularının şairi” olarak tanımlanıyor. Parfi “sone”nin dünya ölçeğinde büyük şairi olarak kabul ediliyor. Dilmurad Kuranov da makalesinde şairin efsunlu sonelerinden söz ediyor. Güzel Begim Rauf Parfi’nin şiirlerindeki ahenk, ritim ve ses uyumundan söz açarak onun şiirlerindeki isyan musikisinin izlerini sürüyor. Alim Altınbek de şairin “sone”lerinden geniş şekilde bahsettiği yazısında onun sonelerinin kanonik doğasından bahsediyor. Rauf Parfi şiirlerinde aşkın olağanüstü ifadesini konu başlığı olarak seçen Laylo Şaripova, onun aşk üzerine geleneksel ifade ve yorumlardan farklı şiirler dile getirdiğinden bahsediyor. Ekber Sabirdinov Rauf Parfi’nin şiirlerinde şekil ve anlam arayışını irdelediği yazılarında Parfi için doğanın, hayatın zıddıyetlerini ve insanın çelişkilerini ifade eden bir araç olduğunu vurguluyorlar.
Nurbay Cabarov Parfi şiirlerinde millî kurtuluş gayesini; Sabit Avezov ise şairin eserlerindeki Türkistan kaygısını izah ediyorlar makalelerinde. Ümide Resulova, aynı zamanda bir ressam olan şairin iç dünyasını irdelediği yazısında onun rengarenk dünyasına götürüyor bizi. Yine Dilrabo Kuvvatova ve Rahima Şaripova’nın ortak kaleme aldıkları makalede Parfi şiirlerinde kullanılan doğa sembolleri yorumlanıyor.
Bu ayki söyleşi konuğumuz Gökhan Tunç. Hocamızla, Kavramlar ve Kuramlar Eşliğinde Şiir okumaları adlı eseri üzerine Saâdet Örmeci konuştu. Söz konusu eseriyle şiir yorumlarına farklı bir bakış açısı getiren hocamızın bu konudaki yerleşik düşüncelere farklı yaklaşımlarını okuyacaksınız. Ayrıca bu sayımızda Orhan Aras bir hatıra yazısıyla, Fatma Pekşen de bir hikâyesiyle yer alıyor. Memmed İsmayıl, Tarık Özcan, Nigar Hasanzade, Nazım Payam, Ahmettahsin Erdoğan ve Mevlüt Şener ise bu ayki şairlerimiz…
Kitaplık ve ajandamız ise bu ay da dopdolu.
Herkese iyi okumalar dileriz…
İmdat Avşar
Genel Yayın Yönetmeni
