İslamiyet Türk toplumunun mayasına nüfuz etmiş çok baskın bir özelliktir. Ancak devlet sekülerdir. Bir yanda hayatını inandıkları dine göre tanzim etmek isteyen insanlar, diğer yanda ise yönetirken dini endişe ve kuralları uzak tutmak isteyen bir devlet ve bu düşünceye sahip insanlar var. Bu çelişki nasıl giderilebilir, bir uzlaşma mümkün müdür? Çoğulcu bir yapıda, inanan-inanmayan herkesin mutlu ve mutmain olacağı bir düzen gerçekleştirilebilir mi? İlahiyatçı yazar Hayreddin Karaman, Türkiye ve İslamiyet adlı eserinde, çelişkilerden uzlaşma çıkarmanın yollarına dair fikirlerini okurlarla paylaşıyor...
İslamiyet Türk toplumunun mayasına nüfuz etmiş çok baskın bir özelliktir. Ancak devlet sekülerdir. Bir yanda hayatını inandıkları dine göre tanzim etmek isteyen insanlar, diğer yanda ise yönetirken dini endişe ve kuralları uzak tutmak isteyen bir devlet ve bu düşünceye sahip insanlar var. Bu çelişki nasıl giderilebilir, bir uzlaşma mümkün müdür? Çoğulcu bir yapıda, inanan-inanmayan herkesin mutlu ve mutmain olacağı bir düzen gerçekleştirilebilir mi? İlahiyatçı yazar Hayreddin Karaman, Türkiye ve İslamiyet adlı eserinde, çelişkilerden uzlaşma çıkarmanın yollarına dair fikirlerini okurlarla paylaşıyor...