Yeni Başlayanlar ve Hazırlık Dönemi Öğrencileri İçin 4 Telli Klasik Kemençe Alıştırmaları

Stok Kodu:
9786255971760
Boyut:
21x29.7
Sayfa Sayısı:
86
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2024-12
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Kategori:
%9 indirimli
385,00TL
350,35TL
Taksitli fiyat: 9 x 42,82TL
9786255971760
1363056
Yeni Başlayanlar ve Hazırlık Dönemi Öğrencileri İçin 4 Telli Klasik Kemençe Alıştırmaları
Yeni Başlayanlar ve Hazırlık Dönemi Öğrencileri İçin 4 Telli Klasik Kemençe Alıştırmaları
350.35

Mûsikîmiz, tarihsel süreç içinde kültürümüzün adeta ayrılmaz bir parçası olmuştur. Bestekârlarımız; gönülden nağmelerle bestelemiş oldukları eserlerle, Güftekârlarımızın gönlünden kaleme akan sanatlı eserleriyle kültürümüzü geliştirmiş, yüzyıllar içerisinde medeniyetimizin gelişmesine yön vermiş, bizlerin ufkunu, gönül dünyasını aydınlatmışlardır.  Tarih boyunca çalgıyı en çok kullanan milletlerden biri olmamıza rağmen, çalgı müziğimiz yeterince gelişme gösterememiş, daha çok sese eşlik eder konumda olmuştur.  Bu bağlamda mûsikîmizde kullanılan enstrümanların da ayrı bir önemi ayrı bir yeri bulunmaktadır. Kültürlerin birbirlerinden ayırt edici özellikleri, medeniyetin sadâsı olan mûsikî, san’atının içinde gizli bir şifre gibidir.  Türk müziği 20. yüzyıla kadar meşk adı verilen eğitimle aktarılmıştır ve çalgı eğitimi de yine bu şekilde yapılmıştır. Klasik kemençe kültürümüze ait bir çalgı olduğu gibi, yanı başımızdaki toplumların müzik kültürlerinde de benimsenmiş ve o kültüre ait olarak kullanılan bir çalgı olmuştur. Klasik Kemençe çalgısı mûsikîmize, 19. yy.’ ın ikinci yarısından itibaren kaba saz olarak girmiş, daha sonrasında ahenk teli olarak kullanılan telin, icrâda kullanılması ile bu çalgı, “ince saz” grubuna dahil olarak Saray’da icrâ edilen bir çalgı olmuştur. Türleri içinde Kemençe, Karadeniz bölgesinde icrâ edilen ve ayakta da icrâ edilebilen Karadeniz kemençesi ve Kastamonu’da icrâ edilen ve günümüzde kullanılan armudi yapıdaki kemençenin yalnızca “yöresel halk müziği eserleri için icrâ edilen çalgı” olarak da bilinen örnekleri bulunmaktadır. 

Mûsikîmiz, tarihsel süreç içinde kültürümüzün adeta ayrılmaz bir parçası olmuştur. Bestekârlarımız; gönülden nağmelerle bestelemiş oldukları eserlerle, Güftekârlarımızın gönlünden kaleme akan sanatlı eserleriyle kültürümüzü geliştirmiş, yüzyıllar içerisinde medeniyetimizin gelişmesine yön vermiş, bizlerin ufkunu, gönül dünyasını aydınlatmışlardır.  Tarih boyunca çalgıyı en çok kullanan milletlerden biri olmamıza rağmen, çalgı müziğimiz yeterince gelişme gösterememiş, daha çok sese eşlik eder konumda olmuştur.  Bu bağlamda mûsikîmizde kullanılan enstrümanların da ayrı bir önemi ayrı bir yeri bulunmaktadır. Kültürlerin birbirlerinden ayırt edici özellikleri, medeniyetin sadâsı olan mûsikî, san’atının içinde gizli bir şifre gibidir.  Türk müziği 20. yüzyıla kadar meşk adı verilen eğitimle aktarılmıştır ve çalgı eğitimi de yine bu şekilde yapılmıştır. Klasik kemençe kültürümüze ait bir çalgı olduğu gibi, yanı başımızdaki toplumların müzik kültürlerinde de benimsenmiş ve o kültüre ait olarak kullanılan bir çalgı olmuştur. Klasik Kemençe çalgısı mûsikîmize, 19. yy.’ ın ikinci yarısından itibaren kaba saz olarak girmiş, daha sonrasında ahenk teli olarak kullanılan telin, icrâda kullanılması ile bu çalgı, “ince saz” grubuna dahil olarak Saray’da icrâ edilen bir çalgı olmuştur. Türleri içinde Kemençe, Karadeniz bölgesinde icrâ edilen ve ayakta da icrâ edilebilen Karadeniz kemençesi ve Kastamonu’da icrâ edilen ve günümüzde kullanılan armudi yapıdaki kemençenin yalnızca “yöresel halk müziği eserleri için icrâ edilen çalgı” olarak da bilinen örnekleri bulunmaktadır. 

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat