Yeni Dünya

Stok Kodu:
9786257070355
Boyut:
13x21
Sayfa Sayısı:
148
Baskı:
9
Basım Tarihi:
2024-02
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Kategori:
%35 indirimli
30,00TL
19,50TL
Taksitli fiyat: 9 x 2,38TL
9786257070355
854718
Yeni Dünya
Yeni Dünya
19.50

Sabahattin Ali Yeni Dünya’da 1936-1942 yılları arasında çeşitli dergilerde yayımlanan hikâyelerini bir araya getirir. O her bir karakterini arayıp bulmuş, sanatında gerçeği esas almış ve kimi zaman gerçeğin kurgudan daha çıldırtıcı olabileceğini bizlere göstermiştir. Bunun en inandırıcı örneklerinden biri “Yeni Dünya” öyküsüdür. Taşra eğlencelerinin eskimiş, artık yüzüne bakılmayan bir çengisidir Yeni Dünya ve bu isme ancak bir Sabahattin Ali öyküsünde rastlanabilir.
Sabahattin Ali (1907-1948) İstanbul Muallim Mektebi’ni 1928’de bitirdi. Yozgat’ta ortaokul öğretmenliği yaptıktan sonra Maarif Vekâleti’nin açtığı sınavı kazanarak 1928’de Almanya’ya gitti. İki yıl Potsdam ve Berlin’de öğrenim gördü; Aydın’da ve Konya’da Almanca öğretmenliği yaparken siyasi gerekçelerle tutuklandı. 3 ay Aydın’da ve 1 yıl da Konya ve Sinop cezaevlerinde yattı. Çıktıktan sonra Ankara’da Almanca öğretmenliği, Ankara Devlet Konservatuvarı’nda çevirmenlik, öğretmenlik ve dramaturgluk yaptı. 1945’te bakanlık emrine alındı. 1946’da İstanbul’a gitti. Aynı yıl Aziz Nesin’le haftalık mizah gazetesi Markopaşa’yı çıkarmaya başladı. Burada yayımlanan pek çok yazısı soruşturmaya uğradı. 4 aylık mahkûmiyetin ardından 1948’de kamyonla taşımacılığa başladı. Sürekli izlenmekten duyduğu tedirginlikle kamyonuyla Kırklareli’nden Bulgaristan’a kaçmak istedi ve bu sırada öldürüldü. Mezarının nerede olduğu halen bilinmemektedir. Edebiyata Çağlayan, Servetifünun, Resimli Ay, Yedi Meşale, Varlık gibi dergilerde şiir, öykü ve eleştiri yazılarıyla başladı. İlk romanı Kuyucaklı Yusuf’u (1937), İçimizdeki Şeytan (1940) ve Kürk Mantolu Madonna (1943) izledi. Yapıtlarında kendi haline bırakılmış Anadolu insanını, köy-kent çelişkisini, ağır ekonomik koşullar altında ölen, öldüren, hapislere düşen insanları ele aldı. Karakterlerini, toplumsal yapının kendinden kaynaklanan çatışmalara yönelerek anlatmasıyla gerçekçi edebiyat akımımızın öncülerinden oldu. Pek çok türde ürün veren Sabahattin Ali’nin öyküleri sanatında ayrı bir önem taşır. 60’ı aşkın öyküsü Değirmen (1935), Kağnı (1936), Ses (1937), Yeni Dünya (1943), Sırça Köşk’te (1947) kitaplaşmıştır. Sabahattin Ali’nin yapıtlarına Türk Edebiyatı Klasikleri Dizimizde yer vermeyi sürdüreceğiz.

5 Sabahattin Ali'nin kitabına da adını veren Yeni Dünya öyküsü ve diğer hikayeleri gerçek ile kurgunun iç içe geçtiği Ülkemizde; geçmişte olmuş, geçen onca senelere rağmen olmaya devam eden hüzünlü hikayelerinden sadece birisi (..) Yazarın kısacık ömrüne sığdırabildiği onca işlerin içinde de Anadolu'da hem öğretmenlik hem siyasi gerekçelerle cezaevinde yattığı dönemler yazdığı hikayelerin büyük bölümünü ve içeriğini oluşturur. Anlatılanlar bir yanı ile hikayedir diğer yanı ile yaşanmıştır veya yaşanması çok muhtemeldir. Köhnemiş ve çağ dışı kalmış ve dahi araplaşmış Osmanlı'dan sonra gelen Cumhuriyet bir mucize idi keşke Mustafa Kemal Atatürk bu kadar erken ölmeseydi veya yerine gelenler Cumhuriyet'in kazanımlarını geliştirmek yerine tekrar Osmanlı tebası kıvamına getirilen nu saf Anadolu insanını kendi kaderine bırakmayıp cehaletle mücadeleye an be an devam edilebilseydi (..) Belki bu sayede Sabahattin Ali gibi kıymetli yazarların ve nice kalemi, ufku ve düşüncesi çağının çok ilerisinde başka toplumumuza değer katacak fikir insanlarının bu kadar genç bir yaşta hayata veda etmesini oluşturan sebeplerin önüne geçilebilirdi (...) İş Bankası kültür yayınları kütüphanemi şenlendirmeye devam ediyor. Günümüz pahalılığında bile hala makul fiyatları, değerli çevirmenleri ile odaklandığım iyi işler üreten ve pek çok ilkesiz yayınevlerinin aksine "Türk Klasiklerini" Türk Klasiği olarak tasniflemeye devam eden sayıları az kalmış yayınevinlerinden birisi kendilerine de teşekkürü bir borç bilirim.

Sabahattin Ali Yeni Dünya’da 1936-1942 yılları arasında çeşitli dergilerde yayımlanan hikâyelerini bir araya getirir. O her bir karakterini arayıp bulmuş, sanatında gerçeği esas almış ve kimi zaman gerçeğin kurgudan daha çıldırtıcı olabileceğini bizlere göstermiştir. Bunun en inandırıcı örneklerinden biri “Yeni Dünya” öyküsüdür. Taşra eğlencelerinin eskimiş, artık yüzüne bakılmayan bir çengisidir Yeni Dünya ve bu isme ancak bir Sabahattin Ali öyküsünde rastlanabilir.
Sabahattin Ali (1907-1948) İstanbul Muallim Mektebi’ni 1928’de bitirdi. Yozgat’ta ortaokul öğretmenliği yaptıktan sonra Maarif Vekâleti’nin açtığı sınavı kazanarak 1928’de Almanya’ya gitti. İki yıl Potsdam ve Berlin’de öğrenim gördü; Aydın’da ve Konya’da Almanca öğretmenliği yaparken siyasi gerekçelerle tutuklandı. 3 ay Aydın’da ve 1 yıl da Konya ve Sinop cezaevlerinde yattı. Çıktıktan sonra Ankara’da Almanca öğretmenliği, Ankara Devlet Konservatuvarı’nda çevirmenlik, öğretmenlik ve dramaturgluk yaptı. 1945’te bakanlık emrine alındı. 1946’da İstanbul’a gitti. Aynı yıl Aziz Nesin’le haftalık mizah gazetesi Markopaşa’yı çıkarmaya başladı. Burada yayımlanan pek çok yazısı soruşturmaya uğradı. 4 aylık mahkûmiyetin ardından 1948’de kamyonla taşımacılığa başladı. Sürekli izlenmekten duyduğu tedirginlikle kamyonuyla Kırklareli’nden Bulgaristan’a kaçmak istedi ve bu sırada öldürüldü. Mezarının nerede olduğu halen bilinmemektedir. Edebiyata Çağlayan, Servetifünun, Resimli Ay, Yedi Meşale, Varlık gibi dergilerde şiir, öykü ve eleştiri yazılarıyla başladı. İlk romanı Kuyucaklı Yusuf’u (1937), İçimizdeki Şeytan (1940) ve Kürk Mantolu Madonna (1943) izledi. Yapıtlarında kendi haline bırakılmış Anadolu insanını, köy-kent çelişkisini, ağır ekonomik koşullar altında ölen, öldüren, hapislere düşen insanları ele aldı. Karakterlerini, toplumsal yapının kendinden kaynaklanan çatışmalara yönelerek anlatmasıyla gerçekçi edebiyat akımımızın öncülerinden oldu. Pek çok türde ürün veren Sabahattin Ali’nin öyküleri sanatında ayrı bir önem taşır. 60’ı aşkın öyküsü Değirmen (1935), Kağnı (1936), Ses (1937), Yeni Dünya (1943), Sırça Köşk’te (1947) kitaplaşmıştır. Sabahattin Ali’nin yapıtlarına Türk Edebiyatı Klasikleri Dizimizde yer vermeyi sürdüreceğiz.

Yorum yaz
Ali T.
16.09.2023 17:29
5/5
Sabahattin Ali'nin kitabına da adını veren Yeni Dünya öyküsü ve diğer hikayeleri gerçek ile kurgunun iç içe geçtiği Ülkemizde; geçmişte olmuş, geçen onca senelere rağmen olmaya devam eden hüzünlü hikayelerinden sadece birisi (..) Yazarın kısacık ömrüne sığdırabildiği onca işlerin içinde de Anadolu'da hem öğretmenlik hem siyasi gerekçelerle cezaevinde yattığı dönemler yazdığı hikayelerin büyük bölümünü ve içeriğini oluşturur. Anlatılanlar bir yanı ile hikayedir diğer yanı ile yaşanmıştır veya yaşanması çok muhtemeldir. Köhnemiş ve çağ dışı kalmış ve dahi araplaşmış Osmanlı'dan sonra gelen Cumhuriyet bir mucize idi keşke Mustafa Kemal Atatürk bu kadar erken ölmeseydi veya yerine gelenler Cumhuriyet'in kazanımlarını geliştirmek yerine tekrar Osmanlı tebası kıvamına getirilen nu saf Anadolu insanını kendi kaderine bırakmayıp cehaletle mücadeleye an be an devam edilebilseydi (..) Belki bu sayede Sabahattin Ali gibi kıymetli yazarların ve nice kalemi, ufku ve düşüncesi çağının çok ilerisinde başka toplumumuza değer katacak fikir insanlarının bu kadar genç bir yaşta hayata veda etmesini oluşturan sebeplerin önüne geçilebilirdi (...) İş Bankası kültür yayınları kütüphanemi şenlendirmeye devam ediyor. Günümüz pahalılığında bile hala makul fiyatları, değerli çevirmenleri ile odaklandığım iyi işler üreten ve pek çok ilkesiz yayınevlerinin aksine "Türk Klasiklerini" Türk Klasiği olarak tasniflemeye devam eden sayıları az kalmış yayınevinlerinden birisi kendilerine de teşekkürü bir borç bilirim.
Kapat