Yusuf Sîneçâk - İlmî Mehmed Dede ve Cevrî İbrahim Çelebi/ Bir Metin İki Şerh Cezîre-i Mesnevî Tercümesi ve Şerhi

Stok Kodu:
9786256299542
Boyut:
13x19
Sayfa Sayısı:
416
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2025-04
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
%21 indirimli
650,00TL
513,50TL
Taksitli fiyat: 9 x 62,76TL
KARGO BEDAVA
9786256299542
1370447
Yusuf Sîneçâk - İlmî Mehmed Dede ve Cevrî İbrahim Çelebi/ Bir Metin İki Şerh
Yusuf Sîneçâk - İlmî Mehmed Dede ve Cevrî İbrahim Çelebi/ Bir Metin İki Şerh Cezîre-i Mesnevî Tercümesi ve Şerhi
513.50

Bu eser, İlmî Mehmed Dede’nin Şerh-i Cezîre-i Mesnevî isimli eserini merkeze alarak ve Cevrî Çelebi’nin Aynu’l-Füyûz ve Hall-i Tahkîkât’ından da istifade ederek mensur ve manzum iki şerhi bir araya getirmektedir. İlmî’nin şerh ettiği her beytin ardından Cevrî’nin Aynu’l-Füyûz’undan ilgili bölümün manzum şerhine yer verilmiştir. Aynu’l-Füyûz’da bulunmayan ilk on sekiz beyit için yine Cevrî’nin aynı üslupla kaleme aldığı Hall-i Tahkîkât isimli şerhinden istifade edilmiştir. Okurlarımızın hem üç ayrı eserden birlikte istifade etmeleri, hem de nesir ve nazım zevkini bir arada tatmaları için tercih ettiğimiz bu yol, farklı zamanları birbirine bağlıyor ve bir devamlılık örneği sunuyor.
Yusuf Sîneçâk Dede’nin Mesnevî’den seçtiği beyitlerden müteşekkil olan Cezîre-i Mesnevî klasik dönemde türünün ilk örneği kabul edilen Mesnevî literatürünün mütevazı ancak etkisi geniş numûnelerindendir. Öncelikli olarak Mevlevî dervişleri için tarikat usulünü Mesnevî üzerinden talim için kaleme alınmış olan eser, ikincil olarak küçük bir Mesnevî anlama kılavuzu olma özelliği de taşımaktadır. Eserde 34 başlık altında tasavvufun amelî konularına ait 366 beyit bir araya getirilmiştir.
Bu eser üzerine yazılan beş şerhten tespit edilebildiği kadarıyla ilki Şerh-i Cezîre-i Mesnevî ismiyle İlmî Mehmed Dede’ye aittir.  Sîneçâk Dede’nin vefatından yaklaşık yirmi beş sene sonra kaleme alınmış bu şerhte beyitlerin önemli bir kısmına kısa açıklamalar getirilmekle iktifa edilmiş, şerhin hacmi küçük tutulmaya çalışılmıştır.  
Yusuf Sîneçâk’ın tasavvufun amelî meseleleri üzerine kurduğu seçkisini İlmî Dede şerh ederken kaçınılmaz olarak nazarî konulara da değinmiştir. İlmî Dede şerhin kendisine Mevleviyye’den olan Osmanlı Hanedanı’nın bir ferdi tarafından sipariş edildiğini söylemekte, Farsça bilmeyenlerin anlaması ve kalp sefasına ulaşıp Hazreti Mevlânâ’nın yolundan nasipleri olsun diye eseri kaleme aldığını ifade etmektedir.

 

Bu eser, İlmî Mehmed Dede’nin Şerh-i Cezîre-i Mesnevî isimli eserini merkeze alarak ve Cevrî Çelebi’nin Aynu’l-Füyûz ve Hall-i Tahkîkât’ından da istifade ederek mensur ve manzum iki şerhi bir araya getirmektedir. İlmî’nin şerh ettiği her beytin ardından Cevrî’nin Aynu’l-Füyûz’undan ilgili bölümün manzum şerhine yer verilmiştir. Aynu’l-Füyûz’da bulunmayan ilk on sekiz beyit için yine Cevrî’nin aynı üslupla kaleme aldığı Hall-i Tahkîkât isimli şerhinden istifade edilmiştir. Okurlarımızın hem üç ayrı eserden birlikte istifade etmeleri, hem de nesir ve nazım zevkini bir arada tatmaları için tercih ettiğimiz bu yol, farklı zamanları birbirine bağlıyor ve bir devamlılık örneği sunuyor.
Yusuf Sîneçâk Dede’nin Mesnevî’den seçtiği beyitlerden müteşekkil olan Cezîre-i Mesnevî klasik dönemde türünün ilk örneği kabul edilen Mesnevî literatürünün mütevazı ancak etkisi geniş numûnelerindendir. Öncelikli olarak Mevlevî dervişleri için tarikat usulünü Mesnevî üzerinden talim için kaleme alınmış olan eser, ikincil olarak küçük bir Mesnevî anlama kılavuzu olma özelliği de taşımaktadır. Eserde 34 başlık altında tasavvufun amelî konularına ait 366 beyit bir araya getirilmiştir.
Bu eser üzerine yazılan beş şerhten tespit edilebildiği kadarıyla ilki Şerh-i Cezîre-i Mesnevî ismiyle İlmî Mehmed Dede’ye aittir.  Sîneçâk Dede’nin vefatından yaklaşık yirmi beş sene sonra kaleme alınmış bu şerhte beyitlerin önemli bir kısmına kısa açıklamalar getirilmekle iktifa edilmiş, şerhin hacmi küçük tutulmaya çalışılmıştır.  
Yusuf Sîneçâk’ın tasavvufun amelî meseleleri üzerine kurduğu seçkisini İlmî Dede şerh ederken kaçınılmaz olarak nazarî konulara da değinmiştir. İlmî Dede şerhin kendisine Mevleviyye’den olan Osmanlı Hanedanı’nın bir ferdi tarafından sipariş edildiğini söylemekte, Farsça bilmeyenlerin anlaması ve kalp sefasına ulaşıp Hazreti Mevlânâ’nın yolundan nasipleri olsun diye eseri kaleme aldığını ifade etmektedir.

 

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat