Büyük İngiliz tarihçi Eric Hobsbawm'ın 20. yüzyıla "kısa" demesinin nedeni, ona çok şey sığması ve çok hızlı geçmesiydi. Dan Diner'in bu çok yankı uyandıran kitabında yaptığı, filmi geriye sarmak ve en tehlikeli sahneleri ağır çekimde oynatmak... Onun mesafeli bakışı, zaten bildiğimizi varsaydığımız olayları başka bir gözle görmemizi sağlıyor. Soğukkanlılığın provokasyonu diyebilirdik, onun üslubuna! Dan Diner'in odağında, 20. yüzyılın ilk yarısının olayları var. Zira bu yarı yüzyılın felaketleri, çağın günümüze dek uzanan bilincine damgasını vurmuştur ona göre. İki dünya savaşını da, "dünya iç savaşı" hükmünde görüyor. 20. yüzyılı düalizmlerin gerilimi belirlemiştir: Özgürlük ve Eşitlik, Kapitalizm ve Komünizm, Doğu ve Batı... Fakat Diner, bu iki kutuplu çatışmaların aslında başka çelişkilerin tercümesi niteliği taşıdığı durumlara da dikkat kesilir. Avrupa'yı doğusundan bakarak gözlüyor bu kitapta Dan Diner ve analitik bakışıyla 20. yüzyılın siyasi tarihini baştan aşağı tarıyor: Birinci Dünya Savaşı'nın yıkımları, ulus-devletlerin oluşum dinamiği, ABD'nin bir dünya gücü olarak belirişi, Ermenilerin Büyük Felaketi, Küçük Asya Rus Devrimi, iki dünya savaşı arası dönemin çalkantıları ve gergin istikrarsızlığı, İngiltere ve Fransa'nın faşizmden "sıyrılmasını" sağlayan siyasal kültür, nasyonalsosyalizmin dehşet verici "başarı hikâyesi", başka bir çalışmasında "medeniyet kırılması" diyeceği Yahudi Soykırımı, İkinci Dünya Savaşı ve sömürgeciliğin sonu, onyıllar süren Soğuk Savaş, Avrupa'nın uzlaşma ve barışma deneyimi... Diner, bu çalışmasıyla eleştirmenlerden "çağa isabetli teşhis koyan yazar" övgüsünü almıştı. Tarih okumayı sevenlere de, siyasetbilimcilere ve siyaset felsefesiyle meşgul olanlara da hitap eden bir kitap.
Büyük İngiliz tarihçi Eric Hobsbawm'ın 20. yüzyıla "kısa" demesinin nedeni, ona çok şey sığması ve çok hızlı geçmesiydi. Dan Diner'in bu çok yankı uyandıran kitabında yaptığı, filmi geriye sarmak ve en tehlikeli sahneleri ağır çekimde oynatmak... Onun mesafeli bakışı, zaten bildiğimizi varsaydığımız olayları başka bir gözle görmemizi sağlıyor. Soğukkanlılığın provokasyonu diyebilirdik, onun üslubuna! Dan Diner'in odağında, 20. yüzyılın ilk yarısının olayları var. Zira bu yarı yüzyılın felaketleri, çağın günümüze dek uzanan bilincine damgasını vurmuştur ona göre. İki dünya savaşını da, "dünya iç savaşı" hükmünde görüyor. 20. yüzyılı düalizmlerin gerilimi belirlemiştir: Özgürlük ve Eşitlik, Kapitalizm ve Komünizm, Doğu ve Batı... Fakat Diner, bu iki kutuplu çatışmaların aslında başka çelişkilerin tercümesi niteliği taşıdığı durumlara da dikkat kesilir. Avrupa'yı doğusundan bakarak gözlüyor bu kitapta Dan Diner ve analitik bakışıyla 20. yüzyılın siyasi tarihini baştan aşağı tarıyor: Birinci Dünya Savaşı'nın yıkımları, ulus-devletlerin oluşum dinamiği, ABD'nin bir dünya gücü olarak belirişi, Ermenilerin Büyük Felaketi, Küçük Asya Rus Devrimi, iki dünya savaşı arası dönemin çalkantıları ve gergin istikrarsızlığı, İngiltere ve Fransa'nın faşizmden "sıyrılmasını" sağlayan siyasal kültür, nasyonalsosyalizmin dehşet verici "başarı hikâyesi", başka bir çalışmasında "medeniyet kırılması" diyeceği Yahudi Soykırımı, İkinci Dünya Savaşı ve sömürgeciliğin sonu, onyıllar süren Soğuk Savaş, Avrupa'nın uzlaşma ve barışma deneyimi... Diner, bu çalışmasıyla eleştirmenlerden "çağa isabetli teşhis koyan yazar" övgüsünü almıştı. Tarih okumayı sevenlere de, siyasetbilimcilere ve siyaset felsefesiyle meşgul olanlara da hitap eden bir kitap.