Her okuma, insanın kendine, çevresine ve olaylara karşı geliştirdiği yeni bir duruşun adıdır.
Okuduklarını kendine katan, onlardan yeni heyecan solukları devşirebilen has okur ise muhasebe, kritik etme, olaylar arasında sebep-sonuç ilişkisi kurabilme; inşâ ve icra gibi pek çok haslete de zamanla sahip olur.
Zaman Sarmaşığı, kitapların ikliminde dolaşan bir kalemin, bazen anıya bazen de sohbete kaçan yazılarını içeren bir deneme kitabıdır. Okumak ve yazmak fikir hayatının devamlılığını sağlayan temel unsurlardır. Kitapta kaleme alınan yazılar şuurlu bir dikkatin neticesinde vücut bulmuş şimdi ve geleceğe dair söylemleri olan bir zihnin, düşünce temrinlerini içerir.
Zaman sarkacı yaşadığımız zamanın varlığına ulaştıran bütün birikimlerdir. Şuurlu ya da şuursuz belleğin mazi ve müstakbel arasında kurduğu bu köprü, üzerinde taşıdıklarıyla insanı hayata bağlar. Bu bazen tayy-ı zaman bazen de tayy-ı mekân olarak yapılır. İnsan zaten bütün birikimleriyle zaman karşısında hem etken hem de edilgen bir konumda değil midir? Ne diyordu Tanpınar,
Ne içindeyim zamanın,
Ne de büsbütün dışında;
Yekpâre, geniş bir ânın
Parçalanmaz akışında.
Hz. Mevlâna Kendi aslından ayrılmış olan herkes vaktiyle orada geçirmiş olduğu zamanı hasretle arar der. Dolayısıyla zamanın yaratılışla birebir bağlantısı vardır. Zaman, ontolojik varlığımızı adeta bir sarmaşık gibi sarıp sarmalamıştır. Zamana yemin eden Yüce Kudret, zamanı şahit olarak gösterir. Zaman, İlahî bir iradeyle yaratılmıştır ve yaratılmış olan her şey, özlerini muhafaza eden sırlı birer ayna gibidir.
Her okuma, insanın kendine, çevresine ve olaylara karşı geliştirdiği yeni bir duruşun adıdır.
Okuduklarını kendine katan, onlardan yeni heyecan solukları devşirebilen has okur ise muhasebe, kritik etme, olaylar arasında sebep-sonuç ilişkisi kurabilme; inşâ ve icra gibi pek çok haslete de zamanla sahip olur.
Zaman Sarmaşığı, kitapların ikliminde dolaşan bir kalemin, bazen anıya bazen de sohbete kaçan yazılarını içeren bir deneme kitabıdır. Okumak ve yazmak fikir hayatının devamlılığını sağlayan temel unsurlardır. Kitapta kaleme alınan yazılar şuurlu bir dikkatin neticesinde vücut bulmuş şimdi ve geleceğe dair söylemleri olan bir zihnin, düşünce temrinlerini içerir.
Zaman sarkacı yaşadığımız zamanın varlığına ulaştıran bütün birikimlerdir. Şuurlu ya da şuursuz belleğin mazi ve müstakbel arasında kurduğu bu köprü, üzerinde taşıdıklarıyla insanı hayata bağlar. Bu bazen tayy-ı zaman bazen de tayy-ı mekân olarak yapılır. İnsan zaten bütün birikimleriyle zaman karşısında hem etken hem de edilgen bir konumda değil midir? Ne diyordu Tanpınar,
Ne içindeyim zamanın,
Ne de büsbütün dışında;
Yekpâre, geniş bir ânın
Parçalanmaz akışında.
Hz. Mevlâna Kendi aslından ayrılmış olan herkes vaktiyle orada geçirmiş olduğu zamanı hasretle arar der. Dolayısıyla zamanın yaratılışla birebir bağlantısı vardır. Zaman, ontolojik varlığımızı adeta bir sarmaşık gibi sarıp sarmalamıştır. Zamana yemin eden Yüce Kudret, zamanı şahit olarak gösterir. Zaman, İlahî bir iradeyle yaratılmıştır ve yaratılmış olan her şey, özlerini muhafaza eden sırlı birer ayna gibidir.