Bazen bir evet; sadece bir başlangıç değil, kaderin kapısını aralayan o yolculuktur.
Sidem artık yalnızca bir yabancının hikâyesinde değil, kendi kaderinin tam ortasındadır.
Bir zamanlar kaçmakla başlayan yolculuğu tutunmayı öğrenmekle devam eder. Rastlantı olan her şey, şimdi bir bağa dönüşmüştür. Sidem artık kaçtığı hayatın değil, seçtiği hayatın içindedir.
Ancak sevgiyle inşa edilen bu bağ, bir mektupla sarsılır. Bazen küçük bir sır, bir zarfın kenarından sızar; bazen bir kelime, bütün inancı yerle bir eder. Sidem, hiç sormadığı soruların cevaplarıyla yüzleşirken kalbinde büyüttüğü güvenin ne kadar kırılgan olduğunu anlar. Hiçbir duygu; doğrular kadar yakıcı, yalanlar kadar kalıcı değildir. Ve kalp, sevgiyle sarmaladığı birine yeniden inanmayı öğrenmek zorunda kalır.
Sarp içinse bu hikâye, kaybetmeden korumayı öğrenmenin bedelidir. Kızı için verdiği mücadele, şimdi kalbiyle verdiği savaşa dönüşür. Bir zamanlar mantıkla başlayan bu bağ, duygularla büyümüş ama sırlarla yeniden sınanmıştır.
Sidem’in yanında geçmişinin yükü hafifler fakat kalbinin taşıdığı sırlar her geçen gün daha da ağırlaşır. Sevgi büyüdükçe korkular da büyür. Bir kalbi korumak, bazen onu en çok incitmek demektir. Ve Sarp sevmeyi öğrenirken kaybetmekten korkmanın aslında ne anlama geldiğini ilk kez anlar.
Zamanın Gölgesi; sevgi ve güvenin sınandığı, sırların gölgesiyle yüzleşildiği ve kaderin oyunuyla büyüyen bir hikâyeye dönüşür.
Sidem ve Sarp’ın hikâyesi her an yeniden yazılırken aşk ve kader birbirine meydan okur...
Bazen bir evet; sadece bir başlangıç değil, kaderin kapısını aralayan o yolculuktur.
Sidem artık yalnızca bir yabancının hikâyesinde değil, kendi kaderinin tam ortasındadır.
Bir zamanlar kaçmakla başlayan yolculuğu tutunmayı öğrenmekle devam eder. Rastlantı olan her şey, şimdi bir bağa dönüşmüştür. Sidem artık kaçtığı hayatın değil, seçtiği hayatın içindedir.
Ancak sevgiyle inşa edilen bu bağ, bir mektupla sarsılır. Bazen küçük bir sır, bir zarfın kenarından sızar; bazen bir kelime, bütün inancı yerle bir eder. Sidem, hiç sormadığı soruların cevaplarıyla yüzleşirken kalbinde büyüttüğü güvenin ne kadar kırılgan olduğunu anlar. Hiçbir duygu; doğrular kadar yakıcı, yalanlar kadar kalıcı değildir. Ve kalp, sevgiyle sarmaladığı birine yeniden inanmayı öğrenmek zorunda kalır.
Sarp içinse bu hikâye, kaybetmeden korumayı öğrenmenin bedelidir. Kızı için verdiği mücadele, şimdi kalbiyle verdiği savaşa dönüşür. Bir zamanlar mantıkla başlayan bu bağ, duygularla büyümüş ama sırlarla yeniden sınanmıştır.
Sidem’in yanında geçmişinin yükü hafifler fakat kalbinin taşıdığı sırlar her geçen gün daha da ağırlaşır. Sevgi büyüdükçe korkular da büyür. Bir kalbi korumak, bazen onu en çok incitmek demektir. Ve Sarp sevmeyi öğrenirken kaybetmekten korkmanın aslında ne anlama geldiğini ilk kez anlar.
Zamanın Gölgesi; sevgi ve güvenin sınandığı, sırların gölgesiyle yüzleşildiği ve kaderin oyunuyla büyüyen bir hikâyeye dönüşür.
Sidem ve Sarp’ın hikâyesi her an yeniden yazılırken aşk ve kader birbirine meydan okur...