
“Biz aşk çocuklarıyız. Anamız aşktır bizim.”
Zamanı deldi.
Kuralları yıktı.
Onu bir rüyanın içinden değil, bir bilim deneyinin kalbinden sevdi.
Ve sadece bir an görebilmek için, geri dönüşü olmayan bir yolculuğa çıktı.
Arda Tanrıkulu, 2125 yılında yaşayan bir bilim insanıydı. Elif Nur Kaya ise, 2025’te İstanbul’da bir kitapçının arkasında günlük yazan sıradan bir kadındı. Ama aşkları sıradan değildi. Çünkü bu hikâyede zaman, bir engel değil, sadece geçilmesi gereken bir kapıydı.
Elif onu sevdi mi, bilmiyoruz.
Ama Arda onu öyle sevdi ki…
Artık bazı cümleler silinmiyor.
Bazı isimler ölmüyor.
Bazı aşklar sonsuzlukla mühürleniyor.
Bu kitap, zamanı aşan bir aşkın ölümsüzlüğe yazılmış günlüğüdür.
“Biz aşk çocuklarıyız. Anamız aşktır bizim.”
Zamanı deldi.
Kuralları yıktı.
Onu bir rüyanın içinden değil, bir bilim deneyinin kalbinden sevdi.
Ve sadece bir an görebilmek için, geri dönüşü olmayan bir yolculuğa çıktı.
Arda Tanrıkulu, 2125 yılında yaşayan bir bilim insanıydı. Elif Nur Kaya ise, 2025’te İstanbul’da bir kitapçının arkasında günlük yazan sıradan bir kadındı. Ama aşkları sıradan değildi. Çünkü bu hikâyede zaman, bir engel değil, sadece geçilmesi gereken bir kapıydı.
Elif onu sevdi mi, bilmiyoruz.
Ama Arda onu öyle sevdi ki…
Artık bazı cümleler silinmiyor.
Bazı isimler ölmüyor.
Bazı aşklar sonsuzlukla mühürleniyor.
Bu kitap, zamanı aşan bir aşkın ölümsüzlüğe yazılmış günlüğüdür.