Akıllandım Artık Şimdi Daha Deliyim Ya Normal Olsaydım?

Stok Kodu:
9786053118190
Boyut:
14x21
Sayfa Sayısı:
216
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2020-04
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Kategori:
%25 indirimli
88,00TL
66,00TL
9786053118190
838111
Akıllandım Artık Şimdi Daha Deliyim
Akıllandım Artık Şimdi Daha Deliyim Ya Normal Olsaydım?
66.00

İnsanın kendiyle olan mücadelesinden hangi taraf galip çıkar ki?
Her ikisi de aynı güçteler sonuçta...
Belki de dalaşmak değil, kendinle uzlaşmaktır mesele.
Amaç yenmek de değil, yenilgiyi kabullenmek de...
Güzel olan insanın kendi yüzüne insanca bakabilmesi...
Kaç kişinin cesareti var filtresiz aynalara bakıp kalbinin tavan arasını temizlemeye?
Benim yok!
Tozlu haliyle kabulümdür.

‘'Kitabı yazanın aynası filtresiz...
Peki, o tavan arasından neler çıktı dersiniz?
Bir dolu delilik...
Üstelik zekâya hizmet eden, yaratıcı, hırçın ama sevimli bir delilik...
Anladım ki delilik bile aklı olanın akıllıca kullanabileceği bir lütuf.
Demek bu yüzden akıl bile bazen sakil kalabiliyor hayat karşısında.
Nilgün Bodur bu kez alışılmadık bir yoldan yürüyor kendine. Üstelik bunu insanlık adına yapıyor. Düpedüz kendiyle dalaşıyor. Hem de en acımasız haliyle, bütün ölümcül silahlarıyla gidiyor kendinin üzerine. Kimse ona bundan daha zalimce yaklaşamamıştı şimdiye kadar.
Hangi taraf galip geliyor söylemeyeceğim.
Bunun hiçbir önemi yok çünkü...
Beni bu kitapla ilgili hâlâ asıl düşündüren şey, insanın kendine karşı hem haklı hem de haksız çıkması...
İşte tam da bu noktada kim olduğuyla yüzleşiyor insan. Anlıyor ki bütün savaşları zafersiz. Kimse galip gelemiyor kendine. Ama uzlaşmayı seçerse muhakkak bir şansı oluyor hayatta...
Yani bu kitap mücadele etmeyi göze alanlar için değil, içsesini duymaya cesaret gösterenler ve kendine doğru yolculuğa çıkmaya hazır olanlar için yazılmış...''

İnsanın kendiyle olan mücadelesinden hangi taraf galip çıkar ki?
Her ikisi de aynı güçteler sonuçta...
Belki de dalaşmak değil, kendinle uzlaşmaktır mesele.
Amaç yenmek de değil, yenilgiyi kabullenmek de...
Güzel olan insanın kendi yüzüne insanca bakabilmesi...
Kaç kişinin cesareti var filtresiz aynalara bakıp kalbinin tavan arasını temizlemeye?
Benim yok!
Tozlu haliyle kabulümdür.

‘'Kitabı yazanın aynası filtresiz...
Peki, o tavan arasından neler çıktı dersiniz?
Bir dolu delilik...
Üstelik zekâya hizmet eden, yaratıcı, hırçın ama sevimli bir delilik...
Anladım ki delilik bile aklı olanın akıllıca kullanabileceği bir lütuf.
Demek bu yüzden akıl bile bazen sakil kalabiliyor hayat karşısında.
Nilgün Bodur bu kez alışılmadık bir yoldan yürüyor kendine. Üstelik bunu insanlık adına yapıyor. Düpedüz kendiyle dalaşıyor. Hem de en acımasız haliyle, bütün ölümcül silahlarıyla gidiyor kendinin üzerine. Kimse ona bundan daha zalimce yaklaşamamıştı şimdiye kadar.
Hangi taraf galip geliyor söylemeyeceğim.
Bunun hiçbir önemi yok çünkü...
Beni bu kitapla ilgili hâlâ asıl düşündüren şey, insanın kendine karşı hem haklı hem de haksız çıkması...
İşte tam da bu noktada kim olduğuyla yüzleşiyor insan. Anlıyor ki bütün savaşları zafersiz. Kimse galip gelemiyor kendine. Ama uzlaşmayı seçerse muhakkak bir şansı oluyor hayatta...
Yani bu kitap mücadele etmeyi göze alanlar için değil, içsesini duymaya cesaret gösterenler ve kendine doğru yolculuğa çıkmaya hazır olanlar için yazılmış...''

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat