Bu kitap, yalnızca bir kelimenin değil; bir yüreğin, bir vicdanın ve bir hafızanın izlerini taşır.
Kimi zaman bir sitemle başlar cümleler, kimi zaman bir çocukluk anısıyla.
Bir coğrafyanın suskunluğu, bir annenin bekleyişi, bir mahpusun sesi, bir sokak hayvanının bakışı, bir kadının öfkesi, bir halkın sessiz çığlığı…
Hepsi bu sayfalarda birer iz, birer kelime, birer sızıya dönüşür.
Hüseyin Satoğlu, şiirden süzülen dilini bu kez denemeye dönüştürüyor.
İnce bir lirizmle işlediği her satırda yaşadıklarımızın içinden geçen ama çoğu zaman dile gelmeyen sessiz gerçeklikleri cesurca ve içtenlikle okurla paylaşıyor.
Ne tamamen öfkeli ne yalnızca duygusal…
Bu yazılar; bir direnişin, bir hatırlamanın ve en çok da insan kalabilme çabasının izdüşümüdür.
Sayfaları çevirdikçe siz de kendinizi bir sorunun, bir sarsıntının, bazen de bir umut kıvılcımının tam ortasında bulacaksınız.
Bu kitap, yalnızca bir kelimenin değil; bir yüreğin, bir vicdanın ve bir hafızanın izlerini taşır.
Kimi zaman bir sitemle başlar cümleler, kimi zaman bir çocukluk anısıyla.
Bir coğrafyanın suskunluğu, bir annenin bekleyişi, bir mahpusun sesi, bir sokak hayvanının bakışı, bir kadının öfkesi, bir halkın sessiz çığlığı…
Hepsi bu sayfalarda birer iz, birer kelime, birer sızıya dönüşür.
Hüseyin Satoğlu, şiirden süzülen dilini bu kez denemeye dönüştürüyor.
İnce bir lirizmle işlediği her satırda yaşadıklarımızın içinden geçen ama çoğu zaman dile gelmeyen sessiz gerçeklikleri cesurca ve içtenlikle okurla paylaşıyor.
Ne tamamen öfkeli ne yalnızca duygusal…
Bu yazılar; bir direnişin, bir hatırlamanın ve en çok da insan kalabilme çabasının izdüşümüdür.
Sayfaları çevirdikçe siz de kendinizi bir sorunun, bir sarsıntının, bazen de bir umut kıvılcımının tam ortasında bulacaksınız.
