Mustafa Celâlettin Paşa Polonya asıllı bir Osmanlı paşasıdır. Türk ordusunda yirmi yıl görev yaptıktan sonra,1869 yılında Eski ve Modern Türkler kitabını, Fransızca olarak yazmış.
Kitabında Türk tarihini, kültürünü, dilini, derinlerden kazıyarak ortaya koymuş, Türk'ü Avrupalıya anlatmak istemiştir. Kitabın, Atatürk'ün okuduğu ve üzerine notlar düştüğü nüshası Anıtkabir Müzesi'nde bulunmaktadır. Kitap, yazıldığından 145 yıl, Atatürk'ün okuduğundan ise yaklaşık 85 yıl sonra, 2014 yılında Türkçeye çevrilmiştir. Kitap, Türk milletinin nasıl ortaya çıktığını, dilinin nasıl geliştiğini, günümüz Avrupa milletlerinin dillerine etkisini ilginç örneklerle aktarmaktadır. 19. yüzyılda ortaya çıkan İndo-Germen, daha sonraki adıyla Hint-Avrupa dilleri kuramına karşılık olarak, Turo-Aryanizm kuramını yine çok ilginç örneklerle, Latince ve Grekçe kıyaslamalarıyla birlikte okuyucuya sunmaktadır.
Mustafa Celâlettin Paşa, Türk dilinin yabancı kelimelerden arındırılmasını ister. Arap alfabesinin Türk diline uygun olmadığını belirtir, bunun yerine latin alfabesini önerir; bununla da kalmaz, oğlu Enver Celâlettin'e Latin alfabesiyle Türkçe mektuplar yazar. Türk kültürünün daha MÖ 2 binli yıllardan bu tarafa nasıl geliştiğini, nasıl yayıldığını, Çin, Moğol, Fransız, Avrupalı misyoner kaynaklarından aktararak, bugüne kadar hiç bilmediğimiz, üstü örtülen tarihimizi de daha 19. yüzyılda ortaya koymaktadır. Mustafa Celâlettin Paşa'nın bizler için bir önemli yönü de, ünlü şairimiz Nâzım Hikmet'in anne tarafından büyük dedesi olmasıdır.
Mustafa Celâlettin Paşa Polonya asıllı bir Osmanlı paşasıdır. Türk ordusunda yirmi yıl görev yaptıktan sonra,1869 yılında Eski ve Modern Türkler kitabını, Fransızca olarak yazmış.
Kitabında Türk tarihini, kültürünü, dilini, derinlerden kazıyarak ortaya koymuş, Türk'ü Avrupalıya anlatmak istemiştir. Kitabın, Atatürk'ün okuduğu ve üzerine notlar düştüğü nüshası Anıtkabir Müzesi'nde bulunmaktadır. Kitap, yazıldığından 145 yıl, Atatürk'ün okuduğundan ise yaklaşık 85 yıl sonra, 2014 yılında Türkçeye çevrilmiştir. Kitap, Türk milletinin nasıl ortaya çıktığını, dilinin nasıl geliştiğini, günümüz Avrupa milletlerinin dillerine etkisini ilginç örneklerle aktarmaktadır. 19. yüzyılda ortaya çıkan İndo-Germen, daha sonraki adıyla Hint-Avrupa dilleri kuramına karşılık olarak, Turo-Aryanizm kuramını yine çok ilginç örneklerle, Latince ve Grekçe kıyaslamalarıyla birlikte okuyucuya sunmaktadır.
Mustafa Celâlettin Paşa, Türk dilinin yabancı kelimelerden arındırılmasını ister. Arap alfabesinin Türk diline uygun olmadığını belirtir, bunun yerine latin alfabesini önerir; bununla da kalmaz, oğlu Enver Celâlettin'e Latin alfabesiyle Türkçe mektuplar yazar. Türk kültürünün daha MÖ 2 binli yıllardan bu tarafa nasıl geliştiğini, nasıl yayıldığını, Çin, Moğol, Fransız, Avrupalı misyoner kaynaklarından aktararak, bugüne kadar hiç bilmediğimiz, üstü örtülen tarihimizi de daha 19. yüzyılda ortaya koymaktadır. Mustafa Celâlettin Paşa'nın bizler için bir önemli yönü de, ünlü şairimiz Nâzım Hikmet'in anne tarafından büyük dedesi olmasıdır.