Şiirden İki Aylık Şiir Dergisi Sayı: 60 Temmuz-Ağustos 2020

Stok Kodu:
3990000032419
Boyut:
16x24
Sayfa Sayısı:
74
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2020-08
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
1. Hamur
%25 indirimli
80,00TL
60,00TL
Taksitli fiyat: 9 x 7,33TL
3990000032419
895763
Şiirden İki Aylık Şiir Dergisi Sayı: 60 Temmuz-Ağustos 2020
Şiirden İki Aylık Şiir Dergisi Sayı: 60 Temmuz-Ağustos 2020
60.00

Bu sayı yazı ve şiirle okuyucunun çok zamanını alacak, tartışılacak bir sayı. Şimdiden haber verelim, 61. sayı Türk Şiirinin genel kabul görmüş birçok konuyu tartışmaya koyan bir sayı olacak. Bu sayıda, Metin Cengiz'in güzel şehir anlamına gelen Belgrad izlenimleri yer alıyor. Balkanların en güzel şehirlerinden biri olan Belgrad'ın bugüne değin 65 yıldır süren festivalinden izlenimlerin şiir severlerce merakla okunacağına inanıyoruz. Şiirden Dergisi her sayıda bir şairimizi dosya yapıp şiirini inceliyor, o şairin tanıtılması için söyleşi ve yazılarla destek oluyor. Bu sayıda Altay Öktem üstüne , Şiirden Dergisi yazı kadrosundan Cemil Okyay ile Yavuz Özdem şiiri üstüne düşüncelerini yazdılar. Sorular Gülce Başer'den. Doğan Fuat bu sayıda Ahmet Çakmak'ın İnsanın Kimsesi kitabını ve bu kitap üzerinden şairin şiirini değerlendirdi. Bazen Bir Şiir Köşesinde Yavuz Özdem Levent Karataş'ı konuk etti, söyleşi Şiirden Dergisi'nden. Bu sayıda ayrıca Celâl Soycan yeni yazı dizisiyle şiir okurlarıyla buluşuyor. Bu yazıların ilgiyle ve dikkatle okunmasını salık veriyoruz. İtalyan yazar, şair Ottavio Rossani Metin Cengiz şiiri üstüne yazdı. Engin Fırat ise Erdem Bayazıt poetikasını irdeledi. Şiirleriyle Vladimir Mayakovsky, Elisabeth Bishop, Giorgos Moleskis, Valerıu Stancu, Ronny Someck, Claıre Joysmıth, Nahid Ensafpour, Claıre Lajus, Margarita Losada Vargas, Dmytro O. Tchystıak, Sakineh Asadzadeh, Tuğrul Tanyol, Yavuz Özdem, Altay Öktem, Rahmi Emeç, Cafer Yıldırım, Ahmet Çakmak, Yaprak Öz, Onur Akyıl, Özgür Zeybek, Ruhsan İskifoğlu, Yunus Karakoyun, Hatice Hamarat, Mehmet Tektemür, Mehmet Rahmi Kadıoğlu, Atnan Başkesen, Ali Tirali, Zekine Dündar, Zahide Y. Koçyiğit, Levent Karataş, Mustafa Torun, Serkan Özer, Saadettin Karataş, Ahmet Çarpar, Günay Taşdemir, Nurgül Özlü, Sertaç Çıralı. Bu sayının çevirmenleri: Jenan Selçuk, Anıl Ceren Altunkanat, Ferda Fidan, Metin Cengiz, Sakineh Asadzadeh,

Editörden
Sosyal medyanın günümüzde insan hayatında her gün artan bir öneme sahip olduğunu söylemek gerekecek. Artık bankacılık, ticaret, eğitim hatta devlet işleri sosyal medya üzerinden yapılmakta. Bankalar, mağazalar, oteller, yiyecek ve giyecek sektörü ve satış siteleri şubelerini cep telefonlarına taşıdılar. Yayıncılık sosyal medyada aldı başını gidiyor. Satışlar sosyal medyada daha çok rağbet görüyor. Sorunlar ise, dolandırıcılıktan sahteciliğe kadar normal hayatta görülen ne varsa sosyal medyada da yaşanıyor. Sosyal medya kullanıcılarının gerçek hayatta dolandırılmamak, faka basmamak için yaptıkları gibi daha dikkatli olmaları gerekiyor. Politika, edebiyat, felsefe, din ve bilim gibi gerçek hayatta yönlendirici ne varsa hepsi sosyal medyada. Her birey gibi meslek sahipleri, düşünürler, felsefeciler, sosyologlar, bilim adamları ve edebiyatçılarla şairler de elbette sosyal medyayı artık boş bırakamazlar ve hatta tanıtım, yaygınlık vb açısından gerçek hayattan çok daha fazlasını buldukları sosyal medyaya daha çok zaman ayırmaları gerekiyor.

Sorun da burada başlıyor, sosyal medya, bu alanda gereken uzmanlık dışında düşünsel anlamda yaratıcılık isteyen alanlarda çalışan bireyler (düşünürler, edebiyatçılar, ressamlar, şairler vb.) için büyük bir zaman kaybı da. Fakat hayatın(!) zorlamasıyla sosyal medyada daha çok görünme şansı aynı zamanda vasatlaşmayı, sıradanlaşmayı hatta lümpenleşmeyi de beraberinde getiriyor. Şairler arasında (ara sıra görünse de reklama bağlayalım bunu:..) demeyeyim ama şiirle uğraşanlar arasında, oldukça kaba ve sırıtan tartışmalara da sahne oluyor sosyal medya, özellikle de yapısı gereği facebook.

Bu tür olaylara daha az rastlamak açısından önerilebilecek çok şey var elbette. Özellikle bu tür galiz küfürleşmeler şiirle uğraşanlar arasında olduğundan bir öneride bulunmak hakkımız: Şiir yazan kişinin dili, dilin istediği gibi olmalı. Elbette yeri geldiğinde dilin istediği başka şeyler de var ama yine de diline hâkim olmalı ya da muhatap almamalı.

Sosyal medyada lümpenlikten beslenen, kabadayı dili kullananlara ise söylenecek söz yok. Edepsize haddini bildirmek edepten sayılsa da. Gün olur, Allahın bol, kulun kıt olduğu bir yerde haddi rendelenir.

Busayının "Şiir Belleği"nin şairi Altay Öktem. Metin Cengiz festival yazılarında bu sayıda Belgrad ve Sırbistan gözlemlerini anlatıyor.

Bu sayı yazı ve şiirle okuyucunun çok zamanını alacak, tartışılacak bir sayı. Şimdiden haber verelim, 61. sayı Türk Şiirinin genel kabul görmüş birçok konuyu tartışmaya koyan bir sayı olacak. Bu sayıda, Metin Cengiz'in güzel şehir anlamına gelen Belgrad izlenimleri yer alıyor. Balkanların en güzel şehirlerinden biri olan Belgrad'ın bugüne değin 65 yıldır süren festivalinden izlenimlerin şiir severlerce merakla okunacağına inanıyoruz. Şiirden Dergisi her sayıda bir şairimizi dosya yapıp şiirini inceliyor, o şairin tanıtılması için söyleşi ve yazılarla destek oluyor. Bu sayıda Altay Öktem üstüne , Şiirden Dergisi yazı kadrosundan Cemil Okyay ile Yavuz Özdem şiiri üstüne düşüncelerini yazdılar. Sorular Gülce Başer'den. Doğan Fuat bu sayıda Ahmet Çakmak'ın İnsanın Kimsesi kitabını ve bu kitap üzerinden şairin şiirini değerlendirdi. Bazen Bir Şiir Köşesinde Yavuz Özdem Levent Karataş'ı konuk etti, söyleşi Şiirden Dergisi'nden. Bu sayıda ayrıca Celâl Soycan yeni yazı dizisiyle şiir okurlarıyla buluşuyor. Bu yazıların ilgiyle ve dikkatle okunmasını salık veriyoruz. İtalyan yazar, şair Ottavio Rossani Metin Cengiz şiiri üstüne yazdı. Engin Fırat ise Erdem Bayazıt poetikasını irdeledi. Şiirleriyle Vladimir Mayakovsky, Elisabeth Bishop, Giorgos Moleskis, Valerıu Stancu, Ronny Someck, Claıre Joysmıth, Nahid Ensafpour, Claıre Lajus, Margarita Losada Vargas, Dmytro O. Tchystıak, Sakineh Asadzadeh, Tuğrul Tanyol, Yavuz Özdem, Altay Öktem, Rahmi Emeç, Cafer Yıldırım, Ahmet Çakmak, Yaprak Öz, Onur Akyıl, Özgür Zeybek, Ruhsan İskifoğlu, Yunus Karakoyun, Hatice Hamarat, Mehmet Tektemür, Mehmet Rahmi Kadıoğlu, Atnan Başkesen, Ali Tirali, Zekine Dündar, Zahide Y. Koçyiğit, Levent Karataş, Mustafa Torun, Serkan Özer, Saadettin Karataş, Ahmet Çarpar, Günay Taşdemir, Nurgül Özlü, Sertaç Çıralı. Bu sayının çevirmenleri: Jenan Selçuk, Anıl Ceren Altunkanat, Ferda Fidan, Metin Cengiz, Sakineh Asadzadeh,

Editörden
Sosyal medyanın günümüzde insan hayatında her gün artan bir öneme sahip olduğunu söylemek gerekecek. Artık bankacılık, ticaret, eğitim hatta devlet işleri sosyal medya üzerinden yapılmakta. Bankalar, mağazalar, oteller, yiyecek ve giyecek sektörü ve satış siteleri şubelerini cep telefonlarına taşıdılar. Yayıncılık sosyal medyada aldı başını gidiyor. Satışlar sosyal medyada daha çok rağbet görüyor. Sorunlar ise, dolandırıcılıktan sahteciliğe kadar normal hayatta görülen ne varsa sosyal medyada da yaşanıyor. Sosyal medya kullanıcılarının gerçek hayatta dolandırılmamak, faka basmamak için yaptıkları gibi daha dikkatli olmaları gerekiyor. Politika, edebiyat, felsefe, din ve bilim gibi gerçek hayatta yönlendirici ne varsa hepsi sosyal medyada. Her birey gibi meslek sahipleri, düşünürler, felsefeciler, sosyologlar, bilim adamları ve edebiyatçılarla şairler de elbette sosyal medyayı artık boş bırakamazlar ve hatta tanıtım, yaygınlık vb açısından gerçek hayattan çok daha fazlasını buldukları sosyal medyaya daha çok zaman ayırmaları gerekiyor.

Sorun da burada başlıyor, sosyal medya, bu alanda gereken uzmanlık dışında düşünsel anlamda yaratıcılık isteyen alanlarda çalışan bireyler (düşünürler, edebiyatçılar, ressamlar, şairler vb.) için büyük bir zaman kaybı da. Fakat hayatın(!) zorlamasıyla sosyal medyada daha çok görünme şansı aynı zamanda vasatlaşmayı, sıradanlaşmayı hatta lümpenleşmeyi de beraberinde getiriyor. Şairler arasında (ara sıra görünse de reklama bağlayalım bunu:..) demeyeyim ama şiirle uğraşanlar arasında, oldukça kaba ve sırıtan tartışmalara da sahne oluyor sosyal medya, özellikle de yapısı gereği facebook.

Bu tür olaylara daha az rastlamak açısından önerilebilecek çok şey var elbette. Özellikle bu tür galiz küfürleşmeler şiirle uğraşanlar arasında olduğundan bir öneride bulunmak hakkımız: Şiir yazan kişinin dili, dilin istediği gibi olmalı. Elbette yeri geldiğinde dilin istediği başka şeyler de var ama yine de diline hâkim olmalı ya da muhatap almamalı.

Sosyal medyada lümpenlikten beslenen, kabadayı dili kullananlara ise söylenecek söz yok. Edepsize haddini bildirmek edepten sayılsa da. Gün olur, Allahın bol, kulun kıt olduğu bir yerde haddi rendelenir.

Busayının "Şiir Belleği"nin şairi Altay Öktem. Metin Cengiz festival yazılarında bu sayıda Belgrad ve Sırbistan gözlemlerini anlatıyor.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat