Ten ve Taş Batı Uygarlığında Beden ve Şehir

Stok Kodu:
9789753423748
Boyut:
17x24
Sayfa Sayısı:
392
Baskı:
6
Basım Tarihi:
2022-05
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Orijinal Adı:
Flesh and Stone The Body and the City in Western Civilization
%30 indirimli
280,00TL
196,00TL
Taksitli fiyat: 9 x 23,96TL
Temin süresi 1-3 gündür.
9789753423748
1157517
Ten ve Taş
Ten ve Taş Batı Uygarlığında Beden ve Şehir
196.00

"Modern binaların çoğunu lanetlemiş gibi görünen yoksunluk, kent ortamını sakatlayan sıkıcılık, monotonluk ve elle tutulur kısırlık." Richard Sennett modern kent karşısında kapıldığı şaşkınlığın vesile olduğunu söylüyor bu kitabı yazmasına: "Ten ve Taş, şehrin, insanların bedensel deneyimleri yoluyla anlatılan bir tarihidir: Antik dönem Atinası’ndan modern New York’a erkekler ve kadınlar şehirlerde nasıl deviniyorlardı, ne görüp işitiyorlardı, burunları hangi kokularla doluydu, nerede yemek yiyorlardı, nasıl giyiniyorlardı, ne zaman banyo yapıyorlardı, nasıl sevişiyorlardı? Bu kitap insanların bedenlerini geçmişi anlamanın bir yolu olarak ele almasına rağmen, kent mekânındaki fiziksel duyumların tarihsel bir kataloğundan öte bir şeydir. Batı uygarlığı bedenin haysiyetine ve insan bedenlerinin çeşitliliğine hürmet etmekte hep zorlanmıştır: bedenle ilgili bu zorlukların mimaride, şehir tasarımında ve planlama pratiğinde nasıl ifade edilmiş olduğunu anlamaya, anlatmaya çalıştım." Sosyal hayatla şehirlerin mimari yapısı arasındaki, sosyal tarihle içinde yaşanan mekânın örgütlenmesi arasındaki ilişkilere ilgi duyan herkesin zevkle okuyacağı düşüncesiyle, Tuncay Birkan’ın çevirisiyle sunuyoruz bu güzel kitabı.

"Modern binaların çoğunu lanetlemiş gibi görünen yoksunluk, kent ortamını sakatlayan sıkıcılık, monotonluk ve elle tutulur kısırlık." Richard Sennett modern kent karşısında kapıldığı şaşkınlığın vesile olduğunu söylüyor bu kitabı yazmasına: "Ten ve Taş, şehrin, insanların bedensel deneyimleri yoluyla anlatılan bir tarihidir: Antik dönem Atinası’ndan modern New York’a erkekler ve kadınlar şehirlerde nasıl deviniyorlardı, ne görüp işitiyorlardı, burunları hangi kokularla doluydu, nerede yemek yiyorlardı, nasıl giyiniyorlardı, ne zaman banyo yapıyorlardı, nasıl sevişiyorlardı? Bu kitap insanların bedenlerini geçmişi anlamanın bir yolu olarak ele almasına rağmen, kent mekânındaki fiziksel duyumların tarihsel bir kataloğundan öte bir şeydir. Batı uygarlığı bedenin haysiyetine ve insan bedenlerinin çeşitliliğine hürmet etmekte hep zorlanmıştır: bedenle ilgili bu zorlukların mimaride, şehir tasarımında ve planlama pratiğinde nasıl ifade edilmiş olduğunu anlamaya, anlatmaya çalıştım." Sosyal hayatla şehirlerin mimari yapısı arasındaki, sosyal tarihle içinde yaşanan mekânın örgütlenmesi arasındaki ilişkilere ilgi duyan herkesin zevkle okuyacağı düşüncesiyle, Tuncay Birkan’ın çevirisiyle sunuyoruz bu güzel kitabı.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat