Silifke’nin göğe uzanan kalesi, Toros geçitleriyle Akdeniz rüzgârının tam kesişiminde, Haçlı – Ermeni – Bizans satranç tahtasının merkez taşıdır. Haçlı-Ermeni İlişkilerinde Silifke’nin Rolü; 1097’deki ilk Haçlı adımlarından 13. yüzyıl sonunda Kilikya’daki güç denklemine kadar uzanan iki yüz yıllık gerilimi, kroniklerin tozunu silkeleyerek gün yüzüne çıkarıyor. Göksu’nun bereketli deltası, Ermeni baronlarının diplomasi hamleleri, Antakya Prensliği’nin vergi hırsı ve Bizans’ın direngen garnizonları… Altı bölümde 60 000’i aşkın kelimeyle örülen bu kapsamlı inceleme; coğrafi stratejiden ticaret hatlarına, evlilik ittifaklarından kuşatma teknolojilerine kadar Silifke’yi bütün damarlarıyla keşfe çağırıyor.
Eserde, William of Tyre’ın satır aralarından Matthew of Edessa’nın feryatlarına, Bizans taktik raporlarından modern LIDAR kesitlerine uzanan geniş bir kaynak mozaiği yer alıyor. Her bölüm sonunda verilen özgün çeviri parçaları, okuyucuya 12. yüzyıl gözetleme kulelerinin taş soğuğunu ve ribât ateşlerinin tıslayan sesini hissettiriyor. Tarih meraklıları, arkeologlar ve Orta Çağ askeri diplomasi tutkunları için vazgeçilmez bir başvuru eseri.
Silifke’nin göğe uzanan kalesi, Toros geçitleriyle Akdeniz rüzgârının tam kesişiminde, Haçlı – Ermeni – Bizans satranç tahtasının merkez taşıdır. Haçlı-Ermeni İlişkilerinde Silifke’nin Rolü; 1097’deki ilk Haçlı adımlarından 13. yüzyıl sonunda Kilikya’daki güç denklemine kadar uzanan iki yüz yıllık gerilimi, kroniklerin tozunu silkeleyerek gün yüzüne çıkarıyor. Göksu’nun bereketli deltası, Ermeni baronlarının diplomasi hamleleri, Antakya Prensliği’nin vergi hırsı ve Bizans’ın direngen garnizonları… Altı bölümde 60 000’i aşkın kelimeyle örülen bu kapsamlı inceleme; coğrafi stratejiden ticaret hatlarına, evlilik ittifaklarından kuşatma teknolojilerine kadar Silifke’yi bütün damarlarıyla keşfe çağırıyor.
Eserde, William of Tyre’ın satır aralarından Matthew of Edessa’nın feryatlarına, Bizans taktik raporlarından modern LIDAR kesitlerine uzanan geniş bir kaynak mozaiği yer alıyor. Her bölüm sonunda verilen özgün çeviri parçaları, okuyucuya 12. yüzyıl gözetleme kulelerinin taş soğuğunu ve ribât ateşlerinin tıslayan sesini hissettiriyor. Tarih meraklıları, arkeologlar ve Orta Çağ askeri diplomasi tutkunları için vazgeçilmez bir başvuru eseri.
