Toros Dağları’nın kireçtaşı surlarını yaran karanlık boğazlar, Göksu’nun berrak sularıyla birleştiğinde Silifke adında nefes alan bir kavşak yaratır. Toros Geçitlerinde Silifke, İbn Havkal’ın Kitâb Ṣûrat al-Arḍ’ında saklı “sarp yollar” betimlerinden modern LIDAR kesitlerine uzanarak, dağ ile deniz arasındaki bu eşikte tarih, coğrafya ve kültürel hafızayı iç içe örüyor. Orta Toros’un dik kireç duvarlarında yankılanan kervan tekeri gıcırtısı, Göksu Deltası’nda pamuk kozasına dönüşen silt, Gülek’ten Sertavul’a uzanan taş kemerli mansio kalıntıları—hepsi bu sayfalarda yeniden hayat buluyor.
Sekiz bölümlük çalışma; jeomorfolojik çerçeveden liman ekonomisine, kale-şehir savunmasından çok-kültürlü nüfus dokusuna dek Silifke’yi “geçit veren” değil, “geçit belirleyen” bir merkez olarak konumlandırıyor. Ayrıntılı haritalar, orijinal metin çevirileri ve çağdaş arazi verileriyle desteklenen bu eser; tarih meraklıları, arkeologlar ve Toros’un taş hafızasını dinlemek isteyen herkes için vazgeçilmez bir başvuru kitabı.
Toros Dağları’nın kireçtaşı surlarını yaran karanlık boğazlar, Göksu’nun berrak sularıyla birleştiğinde Silifke adında nefes alan bir kavşak yaratır. Toros Geçitlerinde Silifke, İbn Havkal’ın Kitâb Ṣûrat al-Arḍ’ında saklı “sarp yollar” betimlerinden modern LIDAR kesitlerine uzanarak, dağ ile deniz arasındaki bu eşikte tarih, coğrafya ve kültürel hafızayı iç içe örüyor. Orta Toros’un dik kireç duvarlarında yankılanan kervan tekeri gıcırtısı, Göksu Deltası’nda pamuk kozasına dönüşen silt, Gülek’ten Sertavul’a uzanan taş kemerli mansio kalıntıları—hepsi bu sayfalarda yeniden hayat buluyor.
Sekiz bölümlük çalışma; jeomorfolojik çerçeveden liman ekonomisine, kale-şehir savunmasından çok-kültürlü nüfus dokusuna dek Silifke’yi “geçit veren” değil, “geçit belirleyen” bir merkez olarak konumlandırıyor. Ayrıntılı haritalar, orijinal metin çevirileri ve çağdaş arazi verileriyle desteklenen bu eser; tarih meraklıları, arkeologlar ve Toros’un taş hafızasını dinlemek isteyen herkes için vazgeçilmez bir başvuru kitabı.
